Tiner Nedir? Türleri, Kullanımı ve Güvenlik Bilgileri
Tiner Nedir?
Tiner, en basit tanımıyla, boya ve vernik gibi kaplama malzemelerinin inceltilmesinde kullanılan güçlü bir çözücüdür. Yüksek uçuculuğa sahip bu kimyasal, aynı zamanda yüzey temizliği ve boya kalıntılarının giderilmesi gibi amaçlarla da tercih edilir.
Görünüşte renksiz ve berrak bir sıvıdır. Ancak arkasındaki kimyasal yapı oldukça karmaşıktır. Tinerler, birden fazla uçucu solventin belirli oranlarda karıştırılmasıyla elde edilir. Bu sayede hem seyreltici hem de yüzey hazırlayıcı işlev görür.
Sanayide olduğu kadar, ev kullanıcıları için de pratik bir çözümdür. Fırça temizliği, boyalı yüzeylerin yeniden işlenmesi ve bazı yüzeylere boya tutuşunu artırmak için sıklıkla kullanılır.
Genellikle “bir kutu açtığında burnunu yakan sıvı” olarak tanımlanır ama tinerin etkisi bundan çok daha fazlasıdır. Hem kimyasal özellikleri hem de kullanım alanları itibarıyla dikkatle ele alınması gereken bir malzemedir.
Tinerin Tarihçesi ve Endüstriyel Gelişimi
Tiner, ilk bakışta modern bir malzeme gibi dursa da geçmişi hayli eskiye dayanıyor. İnsanlar, boyaları seyreltmek ve yüzeyleri hazırlamak için farklı çözücüler kullanmayı yüzyıllar önce denemeye başlamıştı.
İlk Kullanımlar: Yağlarla Başlayan Süreç
Boyacılığın ilk dönemlerinde karşımıza daha çok doğal çözücüler çıkıyor. Bitkisel yağlar, balmumu ya da reçine bazlı karışımlar o dönem için yeterli görülüyordu. Kuruma süresi uzundu ama alternatif de yoktu.
Zamanla teknoloji ilerledi, ihtiyaçlar değişti. Yüzeylerin daha düzgün, işlemlerin daha hızlı olması beklendi. İşte bu ihtiyaç, daha güçlü çözücülerin doğmasına zemin hazırladı.
Kimya Sanayisinin Devreye Girmesi
19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, petrol türevleri üzerinde yapılan çalışmalar hız kazandı. Organik solventlerin keşfi, yalnızca boya sektörünü değil; genel olarak sanayiyi dönüştürdü.
Tiner benzeri çözücüler ilk olarak marangozhanelerde ve metal atölyelerinde kullanılmaya başlandı. Uygulaması kolay, etkisi hızlıydı. Adı henüz yaygınlaşmamıştı ama işlevi şimdiden kendini belli ediyordu.
Türkiye’de Tinerin Yaygınlaşması
Türkiye’de tinerin adı daha çok 1980’lerden sonra duyulmaya başladı. Boya sanayi gelişti, üreticiler arttı, evlerdeki kullanım bile sıradanlaştı. Artık sadece profesyonellerin değil, kendi işini kendisi yapan bireylerin de elinin altında yer alıyordu.
Küçük atölyelerden büyük sanayi tesislerine kadar her yerde kullanılır oldu.
Zamanla farklı türleri ortaya çıktı: Selülozik, sentetik, poliüretan gibi.
Kullanım alanı genişledikçe bilinçli tüketim ihtiyacı da doğdu.
Bugün tiner, sıradan bir yardımcı malzeme değil. Uygulamanın kalitesini etkileyen, güvenlik kurallarını doğrudan ilgilendiren kimyasal bir bileşen. Onun tarihçesi, aynı zamanda modern yüzey işleme teknolojilerinin gelişim öyküsüdür.
Tinerin Kimyasal Yapısı
Tiner, yalnızca bir sıvı değil; içinde farklı çözücülerin yer aldığı kompleks bir karışımdır. Bu yapısı sayesinde hem boyayı seyreltir hem de yüzeylerdeki kalıntıları çözer.
Ana Bileşenler
Tinerin formülasyonu üreticiye ve kullanım amacına göre değişiklik gösterir. Ancak çoğu tinerin içinde şu tür bileşiklere rastlanır:
Toluen: Yüksek çözme gücüne sahiptir. Hızlı buharlaşır.
Aseton: Yağ ve vernik çözmede etkilidir. Genellikle katkı maddesi olarak eklenir.
Metanol ve Etanol: Uçuculuğu artırır, bazı tinerlerde dengeleyici görevi görür.
Bütanol: Kuruma süresini yavaşlatmak için kullanılır.
Beyaz ispirto (nafta): Çoğunlukla sentetik tinerlerde yaygındır.
Her tiner bu maddelerin farklı oranlarda birleşiminden oluşur. Bazı türlerde uçuculuğu dengelemek için daha az miktarda ağır çözücüler de kullanılabilir.
Uçuculuk ve Buharlaşma Özellikleri
Tinerin karakterini belirleyen en önemli özelliklerinden biri uçuculuktur.
Çözücülerin buharlaşma hızı hem uygulama süresini hem de boyanın yüzeye tutunma şeklini etkiler.
Hızlı buharlaşan tinerler: Daha kısa sürede kurur, fırça izi bırakmaz ama yüzeyde dalgalanma yapabilir.
Yavaş buharlaşan tinerler: Kuruma süresi uzar, sıcak havalarda kontrol sağlar.
Seçim yapılırken uygulama ortamının ısısı, yüzey türü ve kullanılan boya çeşidi göz önünde bulundurulmalı. Kimyasal yapının bu detayları, sadece işin sonucunu değil, güvenliğini de doğrudan etkiler.
Tiner Türleri Nelerdir?
Her boya, her yüzey aynı tineri kaldırmaz. Bu yüzden piyasada farklı tiner türleri bulunur. Her birinin kendine has kullanım şekli ve etki süresi vardır.
Sentetik Tiner
En yaygın türlerden biri. Genellikle yağlı boyalarla birlikte kullanılır. Kuruma süresi uzundur ama yüzeyle iyi bütünleşir.
Fırça temizliği için idealdir.
Metal ve ahşap yüzeylerde yaygın şekilde tercih edilir.
Koku seviyesi orta düzeydedir.
Sentetik tiner, genellikle dekoratif boya uygulamalarında oldukça işe yarar. Ancak hızlı kuruma gereken işlerde tercih edilmez.
Selülozik Tiner
Hızlı buharlaşır. Keskin bir kokusu vardır. Kuruma süresi kısadır, bu yüzden otomotiv sektöründe sıkça kullanılır.
Genellikle selülozik bazlı boyalarla eşleştirilir.
Pürüzsüz yüzey isteyen işler için uygundur.
Uygulama sırasında dikkatli olunmazsa yüzeyi kabartabilir.
Hassasiyet gerektiren işlerde tercih edilmez. Zira aniden buharlaşması, boya ile yüzey arasındaki bağı zayıflatabilir.
Akrilik Tiner
Otomotiv boyalarında kullanılır. Akrilik esaslı boyalarla uyumludur. Hem hız hem dayanıklılık sağlar.
Renk kaybı yaratmaz.
Parlaklık koruması için etkili bir çözücüdür.
Kuruma süresi selülozik tinerden biraz daha uzundur.
Fiyat olarak biraz daha yüksek olabilir ama verdiği sonuç genellikle daha profesyoneldir.
Poliüretan Tiner
Endüstriyel uygulamalarda öne çıkar. İki bileşenli boya sistemlerinde kullanılır. Sert, dayanıklı ve kimyasal direnci yüksek yüzeyler için uygundur.
Yoğun solvent içerir, bu yüzden dikkatle kullanılmalıdır.
Uygulama ortamının havalandırması mutlaka sağlanmalıdır.
Kaplama direnci yüksek işler için tercih edilir.
Ahşap mobilyalarda, sanayi boyalarında ya da dış cephe uygulamalarında uzun ömürlü bir sonuç verir.
Tinerin Kullanım Alanları
Tinerin asıl işlevi boyayı inceltmek gibi görünse de kullanım alanları bununla sınırlı değil. Elinizde bir fırça ya da sprey boya olsun, tiner bir şekilde işin içinde yer alıyor.
Endüstrideki Yeri
Sanayi ortamlarında tiner sadece yardımcı bir malzeme değildir; çoğu zaman işin kalitesini belirleyen faktörlerden biridir.
Otomotiv sektöründe, araç gövde boyalarının düzgün yayılması için tercih edilir.
Metal sanayisinde, boya öncesi yüzeyin yağdan arındırılması gerektiğinde devreye girer.
Ahşap işçiliğinde, vernik uygulamalarında pürüzsüzlük sağlamak için kullanılır.
Neredeyse her üretim alanında, boya ve kaplama süreci varsa tiner de oradadır.
Evde ve Hobi Amaçlı Kullanımlar
Sadece büyük tesislerde değil, evin bir köşesinde yapılan küçük bir tamirat sırasında da tinerin işlevi fark edilir.
Kuruyan fırçaları eski haline döndürmek için
Yanlış uygulanan boyayı yüzeyden temizlemek amacıyla
Sprey boya öncesi yüzeyi hazırlamak adına
Hatta bazı hobi projelerinde tiner, yüzeyi matlaştırmak veya eskitme efekti oluşturmak için bile kullanılır. Tabii ki dikkatli olunmadığında yüzeye zarar da verebilir.
Sanat ve Restorasyon Uygulamaları
Profesyonel ressamlar ve restorasyon uzmanları için tiner, sadece teknik bir malzeme değil.
Yağlı boya çalışmalarında kıvam ayarı için
Fırça hareketlerini yumuşatmak amacıyla
Eski objelerin üzerindeki vernik ve boya kalıntılarını çözmek için
Bu alanlarda kullanılan tiner genellikle daha rafine ve kokusuz formüllerden seçilir. Çünkü ortam daha kontrollüdür ve kimyasal yoğunluk sınırlı tutulmalıdır.
Tiner Nasıl Kullanılır?
Tinerin işe yarayıp yaramaması, onu nasıl kullandığınla doğrudan ilgili. Rastgele dökülüp karıştırılan her çözücü istenen etkiyi yaratmaz. Uygulama kadar oran, ortam ve ekipman da önemli.
Seyreltme Oranı Nasıl Ayarlanmalı?
Her boya, aynı miktarda tinerle karıştırılmaz.
Selülozik boyalar daha fazla tiner isterken
Sentetik olanlar daha az oranla çalışır.
Genelde boya kutusunun üzerinde önerilen bir oran bulunur. Buna uymak, işin hem kalitesini hem dayanıklılığını etkiler. Göz kararıyla yapılan karışımlar genellikle ya çok ince olur ya da pütürlü kalır.
Karıştırma işlemi sırasında:
Metal ya da cam kaplar tercih edilmeli
Ahşap karıştırıcı yerine plastik spatula daha güvenlidir
Karışım azar azar yapılmalı; fazla tiner konulursa geri dönüş zor olur
Uygulama Teknikleri
Tiner doğrudan yüzeye uygulanmaz. Genellikle boya içinde çözülür ya da temizlik amacıyla kullanılır. Ancak bazı durumlarda, yüzeyi uygulamaya hazırlamak için yüzeye de sürülebilir.
Fırça, rulo ya da sprey tabanca fark etmeksizin:
Tineri karıştırdıktan sonra boyaya ekleyip homojen hale getirmek gerekir
Sprey sistemlerinde nozul tıkanmaması için kesinlikle ince tiner kullanılmalı
Fırça ve rulolar, kullanımdan hemen sonra tinerle yıkanmalı, kurumaya bırakılmamalı
Kullanım Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tinerle çalışırken dikkat dağınıklığına yer yok.
Ortamda açık alev ya da kıvılcım kaynağı olmamalı
Maske ve eldiven kullanılmalı
Uzun süreli maruz kalmaktan kaçınılmalı
Kapalı alanlarda çalışıyorsan camı açmak yetmez; hava dolaşımı sağlanmalı. Gözlük takmak zorunda değilsin ama sıçrama riski varsa iyi bir önlem olur.
Tiner ile Boya Arasındaki İlişki
Tinerin ne işe yaradığı kadar, hangi boyayla nasıl bir etki yarattığı da önemli. Çünkü yanlış tiner kullanmak, sadece işi boşa çıkarmakla kalmaz; bazen malzemeye de zarar verebilir.
Her Boya Aynı Tineri Kaldırmaz
Boya kutusunun üstünde yazan “uyumlu tiner” ibaresi, çoğu zaman göz ardı edilir. Oysa o bilgi, doğrudan sonucun nasıl olacağını belirler.
Sentetik boyalar, sentetik tinerle inceltilmeli.
Selülozik boyalar, hızlı buharlaşan selülozik tiner ister.
Akrilik sistemler, sadece akrilik bazlı tinerle verimli çalışır.
Yanlış eşleşme, yüzeyde dalga yapar, kabarcık bırakır ya da boyanın yüzeye tutunmasını engeller.
Uygulama Kalitesini Belirler
Doğru tiner, boyanın akışkanlığını ayarlar. Ne çok sulu bırakır ne de gereğinden koyu tutar. Böylece fırça izi oluşmaz, kaplama homojen dağılır.
Ayrıca kuruma süresi de tinerle değişir. Hızlı buharlaşan bir tiner, dış mekân boyalarında iş hızını artırırken; yavaş kuruyan bir tiner, iç mekânlarda kontrollü bir uygulama sağlar.
Sık Yapılan Seçim Hataları
Tiner–boya uyumsuzluğu, genellikle şu şekilde karşımıza çıkar:
Renk tutmaması
Yüzeyde çatlama
Fırça izi bırakması
Kuruduktan sonra matlaşma
Bu sorunların çoğu, tinerin “şöyle bir şey buldum, kullandım” mantığıyla seçilmesinden kaynaklanır.
Boya kadar tinerin de etiketini okumak, ustalığın bir parçasıdır.
Tinerin Sağlık Üzerindeki Etkileri
Tiner, her ne kadar basit bir çözücü gibi görünse de vücut üzerinde ciddi etkileri olabilen kimyasal bir karışımdır. Özellikle uzun süreli ya da kontrolsüz maruz kalmalarda, hem solunum yollarını hem de sinir sistemini etkileyebilir.
Solunum Yolu Üzerindeki Etkiler
Tinerin buharı, ilk temasını burun ve boğazda gösterir. Kısa süreli solumada bile yanma hissi, öksürük veya baş dönmesi yaşanabilir.
Ancak asıl risk uzun vadede ortaya çıkar.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihat Demirer bu konuda şöyle uyarıyor:
“Tiner buharına sürekli maruz kalmak, akciğer kapasitesinde azalmaya ve solunum fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilir. Astım ya da KOAH gibi hastalıkları olan bireyler için daha risklidir.”
Kapalı, havasız alanlarda yapılan uygulamalarda bu etki çok daha güçlü hissedilir. Maskesiz çalışıldığında fark edilmeden biriken buharlar baş ağrısından mide bulantısına kadar çeşitli belirtiler yaratabilir.
Cilt ve Göz Teması
Sıvı haldeki tiner ciltle temas ettiğinde kuruluk, kaşıntı ya da tahriş yapabilir. Gözle temas ettiğinde ise yanma, sulanma ve bulanık görme gibi belirtiler ortaya çıkar.
Ahşap boyarken eldiven takmadan çalışan biri, gün sonunda parmak uçlarında çatlaklarla karşılaşabilir. Çünkü tiner sadece yağı değil, cildin doğal nemini de söküp alır.
Uzun Vadeli Maruziyet
Tinerin bileşiminde yer alan toluen ve benzen gibi maddeler, sinir sistemi üzerinde baskı yaratabilir. Sürekli tiner koklayan ya da kimyasal buhara maruz kalan bireylerde:
Konsantrasyon bozukluğu
Hafıza zayıflığı
Uyku düzensizlikleri
Baş ağrıları
gibi belirtiler görülebilir. İş güvenliği standartlarında bu maddelere maruziyet sınırları belirlenmiştir; ancak ev ortamında bu sınırlar genellikle aşılır.
Maruz Kalındığında Ne Yapmalı?
Tiner buharı solunduysa hemen açık havaya çıkılmalı
Göz ya da cilt teması varsa bol suyla durulanmalı
Şikâyetler devam ederse mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalı
Ayrıca tinerle çalışılan her ortamda havalandırma mutlaka sağlanmalı. “Açtım camı yeter” anlayışı yerine, çapraz havalandırma veya küçük bir fan bile ciddi fark yaratabilir.
Tinerle Çalışırken Alınması Gereken Güvenlik Önlemleri
Tinerle çalışmak öyle “biraz dikkat ederim” diyerek geçilecek bir iş değil. Kokusu keskin, buharı ağır, etkisi ciddi. Dolayısıyla işe başlamadan önce alınacak önlemler, yalnızca iş güvenliği değil, sağlığın korunması açısından da belirleyici.
Koruyucu Ekipman Şart
İlk yapılacak şey, doğru ekipmanı kullanmak. Çünkü çıplak elle, maskesiz ya da korumasız çalışmak, sadece işi değil, kendini de riske atmak demek.
İhtiyaç duyulacak temel ekipmanlar:
Solvent filtreli maske: Basit bir kâğıt maske yetmez. Tinerin buharını süzecek bir filtreli maske şart.
Nitril eldiven: Lateks eldiven tiner karşısında zayıf kalır, hızlıca eriyebilir.
Gözlük: Sıçrama riski olan işlemlerde mutlaka kullanılmalı.
Kapalı kıyafet: Tiner kolayca buharla deri altına işler. Uzun kollu giysi koruma sağlar.
Bu önlemler sadece sanayi işçileri için geçerli değil; evinde kendi işini yapan biri de bu kurallara dikkat etmeli.
Uygulama Ortamı Nasıldır, Nerede Yapılır?
Tinerle çalışılacak ortam geniş, açık ve havadar olmalı. Kapalı bir odada pencere açmak bazen yeterli gelmez.
Eğer içeride çalışılıyorsa:
Çapraz havalandırma sağlanmalı
Küçük bir fan ya da aspiratör yardımıyla hava akışı desteklenmeli
Tiner doğrudan soba, ocak gibi ısı kaynaklarının yakınına konmamalı
Küçük bir örnek: Sprey boya uygulayan bir kullanıcı, balkon yerine banyoyu tercih ederse; birkaç dakikada hem kendine hem de tüm evde kalıcı kokuya neden olabilir.
Kullanım Sonrası Temizlik ve Depolama
Tiner kullanıldıktan sonra fırça, kap ya da bezler mutlaka dikkatle temizlenmeli. Üzerinde solvent kalıntısı olan bezler bir kenara atılmamalı; çünkü bu bezler kendi kendine alev alabilir.
Kullanılmış tiner bezleri hava geçirmeyen metal kutularda bekletilmeli
Tiner şişeleri çocukların ulaşamayacağı, serin ve kapalı yerlerde saklanmalı
Kapakları sıkıca kapatılmalı; tiner kolayca buharlaşır ve ortama yayılır
Depolama sırasında “birazını eski pet şişeye koyayım” gibi pratik ama tehlikeli yöntemlerden kaçınılmalı. Tiner, yanıcı ve tehlikeli bir kimyasaldır; sıradan bir plastik kapta bozulabilir, sızıntı yapabilir.
Tinerin Çevresel Etkileri ve Geri Dönüşüm
Tiner, sadece çalıştığın yüzeye etki etmiyor; fark etmesen de havaya, suya, toprağa da dokunuyor. Küçük bir uygulamada bile ortama salınan buharlar, doğaya iz bırakıyor. O yüzden bu iş yalnızca “bitince kapağını kapatmakla” bitmiyor.
Uçucu Organik Bileşikler ve Hava Kalitesi
Tinerin içindeki solventler hızla buharlaşır. Bu buharlar doğrudan havaya karışır ve uçucu organik bileşik (VOC) olarak adlandırılır.
Ne yazık ki VOC’ler yalnızca kötü kokudan ibaret değil.
Soluduğumuz havanın kalitesini düşürür
Atmosferde kirletici madde birikimine yol açar
Bazı formları ozon tabakasını bile etkileyebilir
Bir atölyede günde birkaç litre tiner kullanıldığını düşün. Kapalı bir mahallede yapılan onlarca uygulama… İşte bu noktada tinerin karbon ayak izi ciddi bir çevresel yük haline gelir.
Atık Tiner ve Geri Dönüşüm Zorunluluğu
Kullanılmış tiner, lavaboya ya da toprağa dökülmemeli. Bu, çevreye bırakılan sessiz bir tehlikedir.
Atık haline gelen tiner:
Yeraltı su kaynaklarına karışabilir
Kanalizasyon sistemine zarar verebilir
Toprağın kimyasal yapısını bozabilir
Peki ne yapılmalı?
Belediyelerin ya da çevre lisanslı kuruluşların toplama noktalarına teslim edilmeli
Ya da bazı bölgelerdeki atık kimyasal geri dönüşüm tesislerine yönlendirilmelidir
İşin ilginç yanı, doğru işlemden geçen tiner yeniden kullanılabilir. Damıtma yoluyla arındırılan atık tiner, tekrar çözücü olarak görev yapabilir. Bu sayede hem doğa korunur hem de ekonomik kayıplar azalır.
Daha Az Zararlı Alternatifler Mümkün mü?
Tinerin doğaya etkisini azaltmak için bazı üreticiler daha az toksik, kokusuz ve düşük VOC içeren alternatifler geliştirmeye başladı.
Her iş için uygun olmayabilir belki ama küçük ölçekli uygulamalarda bunlar önemli bir adımdır.
Bitki bazlı çözücüler
Su bazlı incelticiler
Kokusuz tinerler
Karbon ayak izini azaltmak sadece üreticinin değil, kullanıcının da sorumluluğu. Her tiner kullanımı sonrası geriye kalan şey sadece temiz bir yüzey değil; görünmeyen ama kalıcı bir izdir doğada.
Tiner ve Yanıcı Özellikleri
Tinerle ilgili göz ardı edilen ama en tehlikeli konulardan biri de yanıcılığı. Hızlı buharlaşan yapısı nedeniyle, açık hava bile bazen yeterli güvenliği sağlamaz. Hele ki kapalı bir alanda, bir kıvılcım her şeyi değiştirebilir.
Parlayıcılık Sınırı Sandığından Düşük
Tinerin buharı, havada kolayca dağılır. Ama o buhar, yanıcı gazlarla benzer özellik taşır. Yani havada belli bir yoğunluğa ulaştığında, sadece kıvılcıma değil; sigara dumanına, statik elektriğe bile tepki verebilir.
Alev almadan önceki kritik eşik çok düşüktür
Oda sıcaklığında bile patlayıcı buhar oluşabilir
Parlayıcılık sınırı genellikle 1-2°C civarındadır
Bu yüzden “balkonda çalışıyorum, sıkıntı olmaz” demek yanlıştır. Eğer hava dolaşımı yetersizse, risk hala vardır.
Tinerle Çalışırken Ateş Kaynaklarından Uzak Durulmalı
Uygulama yapılan alanın yakınında şunlar asla olmamalı:
Elektrikli ısıtıcı
Sigara
Ocak ya da açık alev
Kaynak makineleri
Statik elektrik üreten cihazlar
İtfaiye eğitmeni Erdal Yılmaz, meslek hayatında bu yüzden çıkan pek çok yangına şahit olduğunu söylüyor:
“Bir fırça yıkandıktan sonra temizleme bezi güneşte kurusun diye kenara bırakılmış. Bezin üstü dumanla dolmuş, sonra tutuşmuş. Bu kadar basit bir hata, atölyeyi küle çevirdi.”
Depolama da Önemlidir
Yanıcılık sadece kullanım sırasında değil, depolama koşullarında da dikkate alınmalı.
Tiner asla güneş gören yerde tutulmamalı
Metal veya özel plastik kaplar tercih edilmeli
Kapaklar sıkıca kapatılmalı
Diğer yanıcı maddelerle aynı dolapta saklanmamalı
Ayrıca kullanımdan sonra kalan tinerin bulunduğu kap, mutlaka etiketlenmeli. “İçinde ne vardı unuttum” diyerek açılan bir kapak, ciddi sonuçlar doğurabilir.
Tiner Hakkında Sık Yapılan Hatalar
Tiner kullanımı basit gibi görünür ama küçük bir hata, hem uygulamanın kalitesini düşürür hem de ciddi sağlık ve güvenlik riskleri doğurur. Bu hataların çoğu, bilgi eksikliğinden değil, aceleden ya da alışkanlıktan kaynaklanır.
1. Her Yüzeye Aynı Tineri Kullanmak
Boya ne olursa olsun, “elimin altında ne varsa onu kullandım” anlayışı sık rastlanan bir durum. Oysa her boyanın uyumlu olduğu tiner farklıdır. Selülozik boya selülozik tiner ister, sentetik boya sentetik.
Yanlış seçim:
Yüzeyin kabarmasına
Boyanın tutmamasına
Mat ya da pul pul görünüme neden olabilir
2. Açık Alanda Çalışmanın Yeterli Sanılması
Bir balkona çıkmak ya da pencere açmak bazen güvenli bir çalışma ortamı için yeterli değildir. Uzun süreli işler için aktif havalandırma sağlanmalı, aksi takdirde tiner buharı birikir.
3. Tinerin Direkt Olarak Yüzeye Uygulanması
Tiner, boya inceltici veya temizlik malzemesi olarak kullanılır; doğrudan yüzeye dökülerek uygulanmaz. Bu, boyanın da, yüzeyin de yapısını bozabilir.
4. Kullanılmış Tineri Lavaboya Dökme
En yaygın ama en sakıncalı hatalardan biri. Hem tesisata zarar verir hem doğaya. Atık tiner mutlaka uygun şekilde bertaraf edilmeli ya da geri dönüşüm noktasına teslim edilmelidir.
5. Etiketsiz ve Uygunsuz Kaplarda Saklama
Tiner şişesi bitti diye içine kola şişesi ya da pet bidon kullanmak tehlikelidir. Yanıcı, sızdırabilir ve tanınmayabilir hale gelir. Her kimyasal kendi orijinal kabında, etiketli şekilde saklanmalıdır.