Teknolojik cihazların kalbi olarak nitelendirilen CPU, yani “Central Processing Unit”, bir bilgisayarın ya da akıllı cihazın tüm işlemlerini yöneten merkezî işlem birimidir. “CPU nedir?” sorusu, teknolojiyle ilgili olsun olmasın her kullanıcının zaman zaman sorduğu temel bir sorudur. Bilgisayardan akıllı telefona, oyun konsolundan akıllı saatlere kadar her dijital cihazda bir CPU bulunur. Peki bu hayati bileşen tam olarak ne işe yarar, nasıl çalışır ve hangi faktörler performansını etkiler?
CPU’nun açılımı “Central Processing Unit” yani Merkezî İşlem Birimi’dir. Bilgisayar sistemlerinin beyni olarak kabul edilir. İşletim sistemi komutlarını işler, yazılımların çalışmasını sağlar, kullanıcı girdilerini değerlendirir ve çıktılar üretir.
Kullanıcının verdiği komutları yorumlar ve işler
Uygulama ve yazılımların çalışmasını sağlar
Donanım birimleri arasında veri akışını koordine eder
Her ne kadar görünmez olsa da, ekranınızdaki her hareketin arkasında CPU’nun aktif bir rolü vardır.
Akıllı telefonlarda da CPU tıpkı bilgisayarlarda olduğu gibi temel işlemci birimidir. Ancak mobil cihazlardaki CPU’lar genellikle SoC (System on a Chip) olarak adlandırılan yapılar içinde yer alır. Bu yapı içerisinde CPU dışında GPU, modem, yapay zekâ birimi gibi başka bileşenler de entegredir.
Uygulamaların hızlı çalışmasını sağlamak
Kamera, dokunmatik ekran, sensörler gibi donanımları yönetmek
Batarya tüketimini dengeleyerek verimli çalışmak
“Benchmark” bir donanım bileşeninin performansını ölçen standart testlere verilen isimdir. CPU benchmark testleri sayesinde işlemcilerin hız, çoklu görev performansı, enerji verimliliği gibi özellikleri ölçülür.
Cinebench
Geekbench
PassMark
3DMark (CPU + GPU birlikte değerlendirir)
Bu testler özellikle yeni bir bilgisayar ya da telefon alacak olan kullanıcılar için karşılaştırma yapmayı kolaylaştırır.
“CPU kullanımı yüksek” ifadesi, işlemcinin mevcut kapasitesinin büyük bölümünü kullandığı anlamına gelir. Bu durum çeşitli problemlere yol açabilir:
Bilgisayarın yavaşlaması
Uygulamaların geç açılması
Isınma ve fan sesinin artması
Eğer CPU kullanımı %100’e ulaşıyorsa, işlemci kapasitesinin tamamı kullanılıyor demektir. Bu durumda:
Sistem geç tepkiler verir
Donmalar, takılmalar yaşanır
Bilgisayar ya da telefon zorlanır, bazen kapanabilir
Bu durum genellikle arka planda çalışan ağır yazılımlar, virüsler veya donanım uyumsuzluklarından kaynaklanabilir.
CPU kullanımı idealde %5-15 aralığında seyretmelidir. Ancak:
Yoğun işlemlerde (video render, oyun, veri analizi) bu değer %80-90’a çıkabilir
Cihaz boşta çalışıyorsa ve yine de %50 üzerindeyse bir sorun olabilir
Windows: Görev Yöneticisi (Task Manager)
macOS: Activity Monitor
Android: CPU Monitor uygulamaları
CPU’nun yüksek performansla çalışabilmesi için uygun soğutma gerekir. Yüksek sıcaklık, işlemcinin ömrünü kısaltır ve performans düşüşüne neden olur.
Hava soğutma (fan + heatsink)
Sıvı soğutma (liquid cooling)
Sessiz çalışma
Yüksek hava akımı
Anakart ve kasa uyumu
CPU ile GPU (Graphics Processing Unit) çoğu zaman karıştırılır. Her ikisi de işlem birimi olsa da görev alanları farklıdır. Aralarındaki temel farklar şu şekildedir:
Görev: CPU, bilgisayarın genel işlemlerini (örneğin işletim sistemi çalıştırma, uygulama yönetimi) üstlenir. GPU ise ağırlıklı olarak grafik ve görsel işlemleri (oyunlar, video düzenleme gibi) gerçekleştirir.
Yapı: CPU az sayıda ama yüksek hızda çalışan çekirdeklere sahiptir. GPU ise çok sayıda çekirdekle paralel işlem yapma kabiliyetine sahiptir.
Kullanım Alanı: CPU daha çok genel amaçlı işlemlerde; örneğin ofis yazılımları, web tarayıcıları gibi görevlerde kullanılır. GPU ise oyun, 3D modelleme, animasyon ve video işleme gibi grafiksel uygulamalarda kullanılır.
Örnek: CPU tarafında Intel i7 ve AMD Ryzen gibi işlemciler popülerdir. GPU tarafında ise Nvidia RTX serisi ve AMD Radeon öne çıkar.
Bu iki işlem birimi birlikte çalışarak cihazın hem işlem gücünü hem de görsel performansını optimize eder. Cihaz performansını değerlendirirken yalnızca CPU değil, GPU özelliklerini de dikkate almak önemlidir.
Ali, eski bilgisayarında birden fazla Chrome sekmesi açıkken video düzenleme yapmaya çalıştı. CPU kullanımı %100’e ulaştı, sistem yavaşladı ve uygulamalar donmaya başladı. Görev Yöneticisi’nden CPU kullanımını kontrol etti, bazı sekmeleri kapattı. Fanın yeterli soğutma sağlamadığını fark edip yeni bir CPU fanı aldı. Sorun büyük oranda çözüldü.
İşlemci her işlemde elektrik tüketir ve bu da ısıya dönüşür. Yetersiz soğutma veya yoğun işlem yükü ısınmayı artırır.
Masaüstü bilgisayarlarda genellikle mümkündür. Ancak anakart uyumu kontrol edilmelidir. Dizüstülerde ise bu çoğu zaman mümkün değildir.
İhtiyaca göre değişir. Oyun için yüksek frekanslı, çok çekirdekli CPU’lar; ofis işleri için orta segment işlemciler yeterlidir.
Hayır. Mobil cihazlardaki CPU’lar anakarta entegredir ve değiştirilemez.
CPU, teknolojik cihazların görünmeyen ama en yoğun çalışan parçasıdır. Onun nasıl çalıştığını, ne işe yaradığını, ne zaman sorun çıkarabileceğini bilmek hem donanım seçiminde hem de cihaz kullanımında büyük avantaj sağlar. Bir cihazın gerçek potansiyelini anlamak istiyorsanız, önce CPU’suna bakın.
İlgili diğer içerikler
Günümüzde dijital ödeme sistemleri, hayatımızın her alanına nüfuz etmiş durumda. Online alışverişten mobil uygulamalara, yemek siparişinden uçak biletine kadar hemen her işlemde karşımıza çıkan önemli bir güvenlik unsuru var: CVV. Peki, sıkça karşımıza çıkan bu kısaltma ne anlama geliyor? CVV nedir ve neden bu kadar kritik bir role sahiptir? CVV, kredi veya banka kartlarının arka yüzünde yer alan ve kart sahibinin fiziksel olarak kartı elinde bulundurup bulundurmadığını kontrol etmeye yarayan bir güvenlik kodudur. İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde, kart bilgilerine ek olarak istenen bu kısa sayı dizisi, dolandırıcılığa karşı ek bir koruma katmanı oluşturur.
Enformasyon, en basit hâliyle "düzenlenmiş veri" anlamına gelir. Ham verilerin anlamlı, işe yarar ve yorumlanabilir bir biçime dönüştürülmüş hâlidir. Günlük hayatta, akademik çevrelerde, teknolojide ve iletişimde sıkça karşımıza çıkan bu kavram, modern dünyanın temel yapıtaşlarından biridir. "Enformasyon nedir?" sorusu, yalnızca bilgiyle karıştırılan bir terimi açıklamakla kalmaz, aynı zamanda çağımızın dijital dönüşümünü anlamada da anahtar rol oynar.
Etsy, el yapımı ürünler, vintage eşyalar ve zanaat malzemelerinin dünya genelinde alınıp satılabildiği, çevrim içi bir pazaryeridir. 2005 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan Etsy, özellikle sanatkârlar, zanaatkârlar ve küçük ölçekli üreticiler için büyük bir vitrin haline gelmiştir. Ürünlerin kişisel dokunuşla hazırlanmış olması Etsy’nin temel değerlerinden biridir. “Etsy nedir?” sorusuna en sade tanımıyla, el emeği ürünlerin global müşterilere ulaştığı bir e-ticaret platformudur diyebiliriz.
Popüler içerikler
ERP, İngilizce “Enterprise Resource Planning” ifadesinin kısaltmasıdır ve Türkçeye “Kurumsal Kaynak Planlaması” olarak çevrilir. Şirketlerin finans, insan kaynakları, üretim, stok yönetimi, müşteri ilişkileri ve benzeri temel iş süreçlerini merkezi bir yapıda entegre eden yazılım sistemlerini ifade eder. ERP sistemleri, işletme genelinde bilgi akışını standartlaştırır, verileri gerçek zamanlı olarak yönetir ve karar alma süreçlerinde yöneticilere stratejik avantaj sağlar.
ESC, farklı disiplinlerde ve sektörlerde kullanılan çok yönlü bir kısaltmadır. Bu kısaltma, bağlama göre değişen anlamlar taşır ve her biri kendi alanında önemli işlevlere sahiptir. En yaygın kullanımı otomotiv sektöründe “Elektronik Stabilite Kontrolü” anlamına gelse de, teknoloji, müzik, uluslararası organizasyonlar, yazılım, eğitim ve sağlık gibi birçok alanda ESC ifadesine rastlamak mümkündür.
Akıllı telefonlarımız, modern yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası. Ancak bazen en yakın dostumuz olan bu cihazlar da bizi yarı yolda bırakabilir: aniden donabilir, açılış logosunda takılı kalabilir (boot loop) ya da sadece yeni bir yazılım yüklemek istediğinizde beklenmedik bir duvarla karşılaşabilirsiniz. İşte tam da bu kritik anlarda, pek çok kullanıcının adını dahi duymadığı ama mobil cihaz dünyasının temel taşlarından biri olan Fastboot devreye girer. Bir akıllı telefonun kurtarma kiti, özel yazılım yükleme kapısı ya da derinlemesine müdahale aracı olarak tanımlayabileceğimiz Fastboot, kendi Android cihazını "ayağa kaldırmak" veya potansiyelini sonuna kadar kullanmak isteyen herkes için kritik bir anahtardır. Gelin, bu görünmeyen ama bir o kadar da güçlü kurtarıcıyı daha yakından tanıyalım ve dijital cihazlarımızla aramızdaki bu özel bağı nasıl pekiştirebileceğimizi keşfedelim.
Günümüzde sosyal medya platformları, milyarlarca insanın günlük yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Bilgiye erişim biçimlerimizden alışveriş alışkanlıklarımıza, eğlence anlayışımızdan toplumsal etkileşimlerimize kadar pek çok şey bu dijital evrende yeniden şekilleniyor. Bu dönüşümle birlikte, geleneksel reklam ve pazarlama yöntemlerinin yerini, daha kişisel, samimi ve güvene dayalı yeni bir iletişim biçimi almaya başladı. İşte bu yeni ekosistemin merkezinde, adeta dijital çağın modern kanaat önderleri olarak konumlanan influencerlar yer alıyor. Peki, sosyal medya akışlarımızda sıkça karşımıza çıkan bu figürler tam olarak kimdir? Onları "influencer" yapan nedir? Geleneksel ünlü kavramından farkları nelerdir ve markalar için neden bu kadar değerli birer iletişim köprüsü haline geldiler? Bu makalede, influencer kavramının tanımından evrimine, türlerinden etki mekanizmalarına, etik sorumluluklarından sektörün geleceğine kadar her yönünü, sadece bir terim olarak değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik bir fenomen olarak derinlemesine inceleyeceğiz.
Her günümüz, farkında olsak da olmasak da birbiri ardına gelen yeniliklerle örülü. Sabah çalan akıllı alarmlarımızdan, kullandığımız uygulamalara, daha az enerji tüketen aletlerden, hayatımızı kolaylaştıran dijital hizmetlere kadar her adımımızda, bir kavramın güçlü izlerini süreriz: inovasyon. Bu terim, sadece şirketlerin Ar-Ge laboratuvarlarında yankılanan teknik bir kelime olmaktan çok öte, aslında insanlığın sürekli öğrenme, iyileştirme ve daha iyiye ulaşma arzusunun somutlaşmış halidir. Bir fikrin kıvılcımından başlayıp, değer yaratan bir gerçeğe dönüşme serüveni, inovasyonun ta kendisidir. Peki, sıklıkla duyduğumuz bu kavramı, basit bir iyileştirmeden veya icattan ayıran ne? Onu neden günümüz iş dünyasının ve toplumsal ilerlemenin en temel itici gücü olarak kabul etmeliyiz? Bu makalede, inovasyonun sadece ne olduğunu tanımlamakla kalmayacak, aynı zamanda onun doğasını, türlerini, zihinsel süreçlerini, karşılaştığı engelleri ve toplumsal yaşama kattığı derin anlamları, bir uzmanın deneyimi ve yaşanmışlıkların bilgeliğiyle irdeleyeceğiz.
Modern çağda internet, adeta havamız, suyumuz gibi, hayatımızın en temel ihtiyaçlarından biri haline geldi. Sabah gözümüzü açtığımızda hava durumuna bakmaktan tutun da, işlerimizi halletmeye, sevdiklerimizle görüntülü konuşmaya, keyifli bir film izlemeye kadar her an ona bağlıyız. Peki ya bir anda o bağlantı koptuğunda, telefonunuzdaki veya bilgisayarınızdaki o sinyal çubukları kaybolduğunda ne oluyor? İşte o an, pek çoğumuz için küçük bir felaket senaryosu başlıyor. E-postalar gitmiyor, sanal toplantılar donuyor, en sevdiğimiz dizi tam da en heyecanlı yerinde takılıp kalıyor... Bu "çekmeme" hali sadece sinyal olmaması anlamına gelmiyor; bazen yavaşlamalar, anlık kopmalar da bu büyük hayal kırıklığının bir parçası oluyor. Gelin, bu can sıkıcı sorunun arkasındaki nedenlere yakından bakalım ve onu nasıl alt edebileceğimizin yollarını arayalım.
Bir zamanlar devlet dairelerinden gelen kalın zarfları, iadeli taahhütlü mektupların gelişini, hatta noter tasdikli evrakların o kendine has ağırlığını hatırlıyor musunuz? Tüm bunlar, resmi iletişimimizin olmazsa olmazlarıydı. Ancak dijitalleşen dünyamızda, bu alışkanlıklar da değişiyor. Artık pek çok resmi bildirim, hukuki yazışma ve ticari belgeleme, bambaşka bir kanal üzerinden gerçekleşiyor: KEP adresi. Açılımıyla Kayıtlı Elektronik Posta adresi. Kulağa belki biraz teknik geliyor, ancak aslında hepimizin hayatını kolaylaştıran, zamandan ve kaynaklardan tasarruf ettiren, en önemlisi de hukuki güvence sağlayan bir sistem bu. Peki, bu dijital posta kutusu tam olarak ne işe yarar? Kimler için zorunludur, kimler içinse güçlü bir tercih? Bu yazıda, e-dönüşüm süreçlerindeki tecrübelerimi ve bilişim hukukunun inceliklerini harmanlayarak, KEP adresinin sadece teknik detaylarını değil, aynı zamanda günlük hayatımızdaki ve iş dünyasındaki gerçek faydalarını, neden bu kadar kritik bir hale geldiğini ve Türkiye'deki uygulama alanlarını, samimi bir dille ele alacağız. Gelin, resmiyetin dijitalleşen yüzünü birlikte aralayalım.
Hayatın birçok alanında karşımıza çıkan "müstehak" kavramı, hem dilimizde hem de resmi işlemlerde önemli bir yere sahiptir. Özellikle SGK işlemleri, sağlık hizmetleri ve hukuk alanlarında müstehaklık kavramı büyük bir öneme sahiptir. Peki, müstehak nedir? Gelin, bu terimi tüm yönleriyle detaylıca ele alalım.
Günümüz dünyasında, bilgiye ulaşma ve eğlenceye erişim biçimlerimiz sürekli evrim geçiriyor. Görsel içeriklerin egemen olduğu bu çağda, sessiz sedasız ama kararlı adımlarla yükselen bir fenomen var: Podcast. Birçoğumuz için belki hala gizemini koruyan, belki de vazgeçilmez bir günlük rutin haline gelen bu sesli içerik platformu, aslında dinleme alışkanlıklarımızı kökten değiştiren bir devrimin adı. Geleneksel radyodan farklı olarak, belirli bir yayın akışına bağımlılığı ortadan kaldıran, dinleyiciye tam bir özgürlük sunan podcast'ler, bireysel ilgi alanlarına göre şekillenen kişiselleştirilmiş bir sesli dünya vaat ediyor. İster işe giderken trafikte, ister spor yaparken, ister ev işleriyle uğraşırken; kulaklığınızı taktığınızda, dünyanın en bilgili uzmanları, en ilginç hikaye anlatıcıları veya en samimi sohbet arkadaşlarınız yanınızda bitiveriyor. Peki, bu denli popülerleşen ve hayatımıza bu kadar derinlemesine sızan podcast tam olarak nedir ve bize neler sunar? Bu kapsamlı rehberde, podcast'in ne anlama geldiğini, teknolojik kökenlerinden günümüzdeki yerine, farklı türlerinden kendi podcast'inizi nasıl oluşturabileceğinize kadar her yönüyle ele alacağız.