İhbar tazminatı, işveren veya işçinin iş akdini kanunda belirtilen bildirim sürelerine uymadan feshetmesi halinde, karşı tarafa ödemekle yükümlü olduğu tazminat türüdür. Türk İş Hukuku'nda iş güvencesi kavramının bir uzantısı olarak yer alır. 4857 sayılı İş Kanunu'na göre, iş sözleşmesinin sona erdirilmesinde tarafların karşılıklı haklarını ve yükümlülüklerini düzenleyen bu uygulama, hem işveren hem işçi için bağlayıcıdır.
Bu tazminat türü, haksız fesihten farklı olarak, işten ayrılma sürecinin haber verilmeden yapılması durumunda gündeme gelir. Dolayısıyla burada önemli olan "önceden haber vermek" ya da "haber vermeden feshetmenin bedelini ödemek"tir. Her iki taraf da ihbar tazminatı yükümlüsü olabilir. Yani sadece işveren değil, iş akdini sürelere uymadan sonlandıran işçi de ihbar tazminatı ödemek zorunda kalabilir.
İhbar tazminatına esas teşkil eden süreler, çalışanın aynı iş yerindeki kıdemine göre belirlenmiştir. İş Kanunu’na göre bu süreler şu şekildedir:
6 aydan az çalışanlar için: 2 hafta
6 ay – 1.5 yıl arası çalışanlar için: 4 hafta
1.5 yıl – 3 yıl arası çalışanlar için: 6 hafta
3 yıldan fazla çalışanlar için: 8 hafta
Bu süreler hem işveren hem de işçi için geçerlidir. Taraflardan biri bu bildirim süresine uymazsa, karşı tarafa o sürenin ücretini ödemekle yükümlü olur.
İhbar tazminatının ödenmesi için bazı şartların oluşması gerekir. Bunların başında sözleşmenin belirsiz süreli olması gelir. Belirli süreli iş sözleşmeleri, süre sonunda kendiliğinden sona ereceği için ihbar tazminatı söz konusu olmaz. Ayrıca haklı nedenle fesih durumlarında da ihbar tazminatı gündeme gelmez.
İhbar tazminatı doğuran bazı örnek durumlar şunlardır:
İşverenin, işçiyi geçerli neden göstermeksizin aynı gün işten çıkarması
İşçinin, herhangi bir bildirim yapmadan işi terk etmesi
Sözleşmenin bildirim süresi verilmeden feshedilmesi
Taraflar arasında belirlenmiş sürelere uyulmaması
Ancak şu durumlarda ihbar tazminatı doğmaz:
İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi (örneğin sağlık nedenleri, ahlak dışı davranışlar)
Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi
Deneme süresi içindeki fesih işlemleri
Genel algı, sadece işverenin işçiye ihbar tazminatı ödeyeceği yönündedir. Ancak bu doğru değildir. İş akdini bildirim süresine uymadan fesheden taraf, karşı tarafa tazminat öder. Yani;
İşveren, işçiyi işten aniden çıkarırsa işçiye ödeme yapar.
İşçi, hiçbir bildirimde bulunmadan işi bırakırsa işverene ödeme yapmakla yükümlüdür.
Bu durum, işçi ve işveren arasında eşit sorumluluk bulunduğunun göstergesidir. İş güvencesi sadece işçiyi değil, aynı zamanda işvereni de korumaya yöneliktir.
İşveren, işçiyi ihbar süresi boyunca çalıştırabilir. Bu süre içinde işçiye günlük 2 saat iş arama izni verilmesi zorunludur. Bu süreler çalışma süresinden sayılır ve ücret kesintisi yapılmaz.
İşveren isterse, işçiyi ihbar süresi boyunca çalıştırmak yerine bu sürenin ücretini peşin olarak ödeyerek iş akdini derhal sona erdirebilir. Aynı hak işçi için de geçerlidir. Ancak çoğu durumda bu ödeme şekli taraflar arasında anlaşmazlık yaratabilir. Bu nedenle yazılı belgelerle sürecin belgelenmesi önerilir.
İhbar tazminatı hesaplanırken çalışanın brüt ücreti esas alınır. Buna yemek, yol, prim, sosyal yardım gibi düzenli ödenen haklar da dahil edilir. Hesaplama şu şekilde yapılır:
Brüt günlük ücret x ihbar süresi (hafta olarak) x 7 gün
Örneğin, brüt maaşı 20.000 TL olan ve 2 yıl çalışmış bir işçi için:
Günlük brüt ücret = 20.000 / 30 = 666,67 TL
İhbar süresi = 6 hafta = 42 gün
İhbar tazminatı = 666,67 TL x 42 = 28.000 TL
İşverenin bu tutarı, işçinin işten çıkarıldığı tarihte ödemesi gerekir. Ayrıca işten çıkış belgesine bu tazminatla ilgili bilgi mutlaka yazılmalıdır.
Her iki tazminat türü de iş hukukunun temel taşlarındandır ancak aralarında ciddi farklar vardır:
Kıdem tazminatı, işçinin iş yerindeki toplam çalışma süresine göre ödenir.
İhbar tazminatı, iş sözleşmesinin nasıl sona erdirildiğine bağlıdır.
Kıdem tazminatı için en az 1 yıl çalışma şartı aranır.
İhbar tazminatında böyle bir süre şartı yoktur.
Kıdem tazminatı tek taraflı fesihte ödenir; ihbar tazminatı her iki tarafı bağlar.
Bu farklar, iki tazminatın amacının da farklı olduğunu ortaya koyar. Kıdem tazminatı bir ödül, ihbar tazminatı ise bir yaptırımdır.
İhbar tazminatı hakkı doğduğunda, bu hakkın talebi için belirli bir süre vardır. 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açılabilir. İşçi veya işveren, bu süre içinde karşı tarafa tazminat talebiyle başvurmazsa hakkını kaybeder.
Dava açılması durumunda iş mahkemeleri devreye girer. Hakim, iş sözleşmesinin hangi koşullarda sona erdiğini, hangi sürelere uyulduğunu detaylı bir şekilde inceler. Taraflar arasında yazılı sözleşme, bordro ve tanık beyanları bu süreçte belirleyici rol oynar.
İhbar tazminatı uygulamasında en sık karşılaşılan sorunlar şunlardır:
Bildirim süresine rağmen işçinin çalışmak istememesi
İşverenin ihbar süresinde işçiyi baskı altına alması
İşten çıkarma tarihlerinin geriye dönük gösterilmesi
Tazminat ödemesinin eksik ya da hiç yapılmaması
Tarafların ihbar süresini yazılı olarak bildirmemesi
Bu gibi durumlar, hem işçi hem de işveren için mağduriyet oluşturur. Bu nedenle iş akdi sona erdirilirken her adımın yazılı belgelerle kayıt altına alınması önerilir.
İhbar tazminatı, iş hukukunun taraflar arasında adaleti sağlayan temel araçlarından biridir. İşçinin ve işverenin iş akdini sonlandırırken birbirine karşı sorumluluklarını düzenler. Yasal süreler ve bildirim yükümlülükleri yerine getirilmediğinde, taraflar birbirlerine tazminat ödemekle yükümlü olur.
Bu sistem, iş güvencesini güçlendirirken, işten ayrılma süreçlerini düzenli ve karşılıklı haklara saygılı bir biçimde yönetmeyi amaçlar. İş dünyasında sürdürülebilirlik ve profesyonellik açısından ihbar tazminatı uygulamaları büyük önem taşımaktadır.
İlgili diğer içerikler
Business Ne Demek? İş, Girişim ve Ekonomik Faaliyetler
Business kelimesi, İngilizce kökenli bir terimdir ve Türkçeye doğrudan “iş”, “ticaret”, “işletme”, “girişim”, “faaliyet” gibi çeşitli şekillerde çevrilebilir. Ancak kelimenin kapsamı bu basit çevirilerin çok ötesine geçer. Business; ekonomik üretim, satış, hizmet, yönetim, organizasyon, büyüme, strateji, yatırım, insan kaynakları, finansman ve pazarlama gibi pek çok alt alanı barındıran geniş bir çerçevedir. Hem soyut bir kavram hem de somut bir yapılanma olarak, modern dünyanın merkezinde yer alır. Sadece şirketler ve girişimciler için değil, tüm ekonomik aktörler açısından anlam taşıyan bu terim, hem teorik hem pratik düzlemde karmaşık bir sistemin adıdır.
Cari Ne Demektir? Ekonomide, Muhasebede ve Günlük Hayatta
“Cari” kelimesi, günlük hayatımızda sıkça duyduğumuz ama çoğu zaman derinlemesine düşünmediğimiz bir kavramdır. Türkçeye Arapça kökenli “carî” kelimesinden geçmiş olan bu terim, en temel anlamıyla “halen geçerli olan, şu anda yürürlükte bulunan” demektir. Ancak bu sade tanım, cari kelimesinin gerçek kullanım zenginliğini yansıtmaz. Özellikle ekonomi, muhasebe, hukuk ve kamu yönetimi gibi alanlarda çok katmanlı anlamlara bürünür. Hem bireylerin hem kurumların hem de devletlerin ekonomik durumlarını anlamada önemli bir göstergeye dönüşür.
Distribütör Nedir? Görevleri, Türleri ve Örneklerle Açıklama
Distribütör, bir ürün ya da hizmetin üreticisi ile son kullanıcı ya da perakendeci arasında köprü görevi gören, yetkili dağıtım ve satış temsilcisi olarak faaliyet gösteren kurumsal aracıdır. Üretici tarafından belirli bir bölge, sektör ya da ürün grubu için yetkilendirilmiş olan distribütör, hem ticari hem lojistik hem de pazarlama faaliyetlerinde ana sorumluluğu üstlenir.
İMM Nedir? İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Gerekli mi?
İMM, sigortacılık alanında kullanılan bir terim olarak “İhtiyari Mali Mesuliyet” ifadesinin kısaltmasıdır. Kasko poliçelerine ek olarak sunulan ve zorunlu trafik sigortasının yetersiz kaldığı durumlarda devreye giren bu teminat türü, trafik kazası sonucu karşı tarafa verilen zararın daha geniş bir çerçevede karşılanmasını sağlar. Özellikle modern şehir hayatında artan araç trafiği, yüksek değerli otomobiller ve yargı süreçlerinde yükselen tazminat talepleri göz önüne alındığında, İMM sigortası artık lüks değil, ciddi bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu yazıda, İhtiyari Mali Mesuliyet sigortasının teknik tanımından hukuki boyutuna, psikolojik etkilerinden bilinçli tüketici davranışlarına kadar çok katmanlı bir açıklama sunulacaktır.
Mersis No Nedir? Merkezi Sicil Kayıt Sistemi Hakkında Her Şey
Mersis No, Türkiye'deki şirketlerin ve ticari işletmelerin dijital ortamda tanımlanmasını sağlayan, benzersiz ve sabit bir numaradır. Açılımı “Merkezi Sicil Kayıt Sistemi Numarası” olan bu kod, Ticaret Bakanlığı’nın yürüttüğü MERSİS (Merkezi Sicil Kayıt Sistemi) projesinin bir parçası olarak hayata geçirilmiştir. Her şirketin yalnızca bir adet Mersis Numarası bulunur ve bu numara şirketin tüm resmi işlemlerinde kullanılır. Vergi numarası gibi düşünülebilir ancak kapsamı daha geniştir: ticaret sicil bilgileri, kuruluş belgeleri, şube detayları, yönetim yapısı ve ortaklık bilgileri bu sistemde dijital olarak kaydedilir.
Mutabakat Nedir? Hukuki, Siyasi ve Mali Yönleriyle Anlamı
uzlaşı veya fikir birliği durumunu ifade eder. Arapça kökenli bir kelime olan mutabakat, “uyum sağlamak” ya da “aynı noktada buluşmak” anlamlarına gelir. Hem gündelik dilde hem de diplomasi, hukuk, muhasebe ve siyaset gibi alanlarda sıkça kullanılan bu kavram; uzlaşma, anlaşma ve çatışmasızlık anlamlarını da içinde barındırır. Mutabakat, sadece sözlü bir uzlaşıyı değil, aynı zamanda yazılı beyanlar, tutanaklar, belgeler ve protokoller aracılığıyla resmiyet kazanabilen bir düzenlemeyi de ifade edebilir. Dolayısıyla mutabakat hem toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan bir kavram hem de kurumsal süreçlerin ana yapı taşlarından biridir.
Tahakkuk Nedir? Muhasebe, Vergi ve Kamudaki Anlamı
Tahakkuk, Arapça kökenli bir kelimedir ve Türkçeye "gerçekleşmek, kesinleşmek, meydana gelmek" anlamlarıyla geçmiştir. Özellikle hukuk, muhasebe, vergi ve kamu yönetimi gibi teknik alanlarda çok sık kullanılan bir kavramdır. Temel anlamıyla tahakkuk, bir işin, alacağın, borcun veya yükümlülüğün resmî ve hukuki açıdan geçerli hale gelmesi demektir. Yani bir şeyin yalnızca plan ya da teklif düzeyinde değil, uygulama ve sonuç düzeyine ulaşması anlamını taşır.
Tevkifat Nedir? Vergi Sisteminde Tevkifatın Anlamı
Tevkifat, Arapça kökenli bir kelime olup Türkçeye “kesinti” veya “stopaj” anlamıyla geçmiştir. Özellikle maliye, vergi hukuku ve kamu finansmanı gibi alanlarda sıkça kullanılan bir kavramdır. Tevkifat, devletin vergi gelirlerini güvence altına almak ve vergi tahsilatını kolaylaştırmak amacıyla, bir ödemenin kaynağında verginin kesilmesi yöntemidir. Yani ödeme yapan kişi, ödemeyi alacak kişiye tüm tutarı vermeden önce belirli bir oranda vergi kesintisi yapar ve bu kesintiyi devlete aktarır.
VİOP Nedir? Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası Hakkında
VİOP, yani Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası, Türkiye sermaye piyasalarında türev ürünlerin işlem gördüğü bir borsadır. Borsa İstanbul çatısı altında faaliyet gösteren bu piyasa, yatırımcılara ileri tarihlerde gerçekleşecek ekonomik olaylara karşı pozisyon alma, riskten korunma (hedging) ve kaldıraçlı yatırım yapma imkânı sunar. Ancak VİOP yalnızca teknik bir finansal platform değil; aynı zamanda modern ekonomide risk yönetiminin, spekülasyonun, kurumsal planlamanın ve yatırım stratejilerinin merkezi bir aracı hâline gelmiştir. Bu yazıda “VİOP nedir?” sorusuna, işleyiş mantığından ürün çeşitliliğine, yatırımcı psikolojisinden ekonomi üzerindeki etkisine kadar detayları aşağıdan öğrenebilirsiniz.
Popüler içerikler
Akreditasyon Nedir? Akredite Ne Demektir?
Akreditasyon, bir kurumun ya da kuruluşun belirli bir standart ya da yetkinlik düzeyini karşıladığının, bağımsız ve yetkili bir otorite tarafından resmi olarak tanınmasıdır. Kısacası, bir yapının “doğru, güvenilir, yeterli” olduğunun kanıtlanmasıdır.
İhracat Nedir? Nasıl Yapılır, Türleri ve Süreçleri Nelerdir?
İhracat, bir ülkenin sınırları içinde üretilen mal ve hizmetlerin, yurt dışındaki alıcılara satılması işlemidir. En genel tanımıyla ihracat, bir ülkenin başka ülkelere yaptığı ticaretin satış ayağını temsil eder. Uluslararası ticaretin temel taşlarından biri olan ihracat, ülkelerin döviz kazanmasını, üretimini artırmasını ve küresel pazarda rekabet gücü kazanmasını sağlar.
İskonto (İndirim) Nedir? Ticaretteki Anlamı ve Hesaplama
İskonto, hem ticaret hem de günlük yaşam içinde sık karşılaşılan ancak çoğu zaman yanlış ya da eksik anlaşılan bir kavramdır. En yalın haliyle iskonto, bir mal veya hizmetin belirlenen satış fiyatı üzerinden yapılan tutarsal veya oransal indirimi ifade eder. Bu indirim, ürünün nakit ödenmesi durumunda yapılabilir, toplu alımlarda geçerli olabilir ya da belirli vadelerde ödeme yapılmasına göre hesaplanabilir. İskonto, hem satıcı hem alıcı için farklı avantajlar sağlar ve pazarlık, ticari ilişki ya da finansal işlem gibi süreçlerde önemli rol oynar.