Gülüşünüzdeki Uyumun Bilimi: Ortodontiye İlk Adım

ortodonti nedir

Gülmek, insanın en doğal ifadelerinden biridir. Ancak bazen, aynaya baktığımızda gördüğümüz çapraşık dişler ya da uyumsuz çeneler, bu doğal ifadeyi kısıtlayabilir. Dişlerdeki eğrilikler veya çeneler arasındaki uyumsuzluklar sadece estetik bir kaygı olmaktan çok öte, çiğneme fonksiyonundan konuşma netliğine, hatta bireyin özgüvenine kadar birçok alanda derin etkiler yaratabilir. İşte tam da bu noktada, diş hekimliğinin özel bir dalı olan ortodonti devreye girer. Peki, diş ve çene yapısındaki bu düzensizlikleri düzeltmeyi hedefleyen, hem bilimi hem de sanatı içinde barındıran bu uzmanlık alanı tam olarak nedir ve gülüşlerimize nasıl bir uyum getirir? Bu yazıda, ortodontinin inceliklerini, tedavi süreçlerini ve hayatımızdaki yerini birlikte keşfedeceğiz.

Ortodonti Nedir? Tanımı ve Temel Amacı

Ortodonti, diş hekimliğinin oldukça özel bir uzmanlık dalıdır. Temel olarak, dişlerin ve çenelerin düzensiz konumlarını teşhis etme, önleme ve tedavi etmeye odaklanır. Çoğu kişi ortodontiyi sadece "tel takmak" olarak bilse de, aslında çok daha geniş bir alanı kapsar. Dişlerin doğru pozisyonda sıralanması, üst ve alt çenelerin birbirleriyle uyumlu bir şekilde kapanması (kapanış ilişkisi), yüz estetiğinin iyileştirilmesi ve tüm bunların bir araya gelerek sağlıklı bir ağız yapısı oluşturulması ortodontinin temel hedefleridir.

Ortodontik tedaviler, sadece estetik kaygıları gidermekle kalmaz. Aynı zamanda, doğru çiğneme fonksiyonunu sağlamak, konuşma bozukluklarını gidermek, dişlerin ve diş etlerinin daha kolay temizlenmesine olanak tanıyarak ağız hijyenini iyileştirmek gibi önemli fonksiyonel amaçlar da taşır. Kısacası, ortodonti; sadece güzel bir gülümseme değil, aynı zamanda sağlıklı bir ısırık ve uzun vadeli ağız sağlığı için yapılan kapsamlı bir bilimsel müdahaledir.

Ortodontik Problemler: Neden Ortodontiye İhtiyaç Duyulur?

Dişlerin ve çenelerin ideal konumda olmaması, çeşitli ortodontik problemlere yol açabilir. Bu sorunlar, tıp dilinde maloklüzyonlar olarak adlandırılır ve her biri kendine özgü belirti ve sonuçlara sahiptir.

Çapraşık Dişler ve Aralıklı Dişler (Diastema)

Diş dizisindeki en sık rastlanan problemlerden biri çapraşıklıktır. Çene kemiğinin dişlerin hepsini düzgün bir şekilde sıralayacak kadar geniş olmaması veya dişlerin boyutlarının çene ile uyumsuz olması durumunda ortaya çıkar. Dişler birbirinin üzerine binebilir, dönük olabilir veya olması gereken yerden farklı bir pozisyonda çıkabilir. Bunun tam tersi olan aralıklı dişler (diastema) ise, dişler arasında fazla boşluk bulunması durumudur. Genetik faktörler, diş boyutu anomalileri veya bazı kötü alışkanlıklar (örneğin dilin dişlere aşırı baskı yapması) buna yol açabilir. Hem çapraşıklık hem de diastema, estetik kaygıların yanı sıra, yiyecek artıklarının birikmesine, dolayısıyla çürük ve diş eti hastalığı riskinin artmasına neden olabilir.

Çene İlişkisi Bozuklukları (Isırık Problemleri)

Dişlerin doğru kapanışta olmaması, yani üst ve alt çenelerin birbirine göre uyumsuz konumlanması, ısırık problemleri olarak adlandırılır. Bunların çeşitleri oldukça fazladır:

  • Derin Kapanış (Deep Bite): Üst dişlerin alt dişleri çok fazla kapatması durumudur. Alt diş etlerine zarar verebilir.

  • Açık Kapanış (Open Bite): Ön dişlerin veya bazen arka dişlerin birbirine değmemesi durumudur. Çiğneme ve konuşma zorluklarına yol açabilir.

  • Ters Kapanış (Crossbite): Bir veya daha fazla üst dişin alt dişlerin içine kapanmasıdır. Tek taraflı olabilir ve yüz asimetrisine neden olabilir.

  • Çapraz Kapanış (Posterior Crossbite): Arka dişlerde görülen ters kapanış durumudur.

  • İleri Kapanış (Overjet): Üst ön dişlerin alt ön dişlerden çok daha önde olmasıdır ("tavşan diş" görünümü).

Bu kapanış bozuklukları, sadece çiğneme verimliliğini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda konuşma bozukluklarına, çene eklemi (TME) sorunlarına ve hatta dişlerde anormal aşınmalara neden olabilir.

Ortodontik Problemlerin Nedenleri: Genetikten Kötü Alışkanlıklara

Ortodontik sorunların ortaya çıkmasında birden fazla faktör etkili olabilir:

  • Genetik Yatkınlık: Ailede çapraşık diş veya çene problemleri olan bireylerde, bu sorunların görülme olasılığı daha yüksektir. Çene boyutu, diş boyutu ve kapanış şekli genetik olarak aktarılabilir.

  • Kötü Ağız Alışkanlıkları: Parmak emme, uzun süre biberon veya emzik kullanma, tırnak yeme, kalem ısırma gibi alışkanlıklar, dişlerin ve çenelerin hatalı gelişmesine yol açabilir.

  • Erken Süt Dişi Kaybı: Süt dişlerinin zamanından önce kaybedilmesi, daimi dişlerin yerlerini korumak için yeterli alanı bulamamasına ve çapraşık çıkmasına neden olabilir.

  • Travma veya Hastalıklar: Ağız ve çeneye alınan darbeler veya bazı sistemik hastalıklar da ortodontik problemlere yol açabilir.

Ortodontik Tedavi Süreci: İlk Muayeneden Pekişmeye

Ortodontik tedavi, tek bir muayeneyle biten bir süreç değildir; detaylı planlama, sabır ve disiplin gerektiren, aşamalı bir yolculuktur.

İlk Muayene ve Teşhis

Her ortodontik tedavi, kapsamlı bir ilk muayeneyle başlar. Ortodontistiniz, sadece dişlerinizi değil, yüzünüzü, çene yapınızı ve genel ağız sağlığınızı da değerlendirir. Bu aşamada, detaylı ağız içi ve dışı fotoğraflar, panoramik ve sefalometrik röntgenler (çene ve diş gelişimini gösteren X-ışını görüntüleri) ve dişlerinizin alçı modelleri alınır. Gerekirse 3 boyutlu taramalar da yapılabilir. Tüm bu veriler, ortodontistin problemin doğasını ve kapsamını tam olarak anlamasını sağlar. Ardından, hastaya özel, bilimsel temellere dayanan bir tedavi planı oluşturulur.

Tedavi Planlaması ve Seçenekleri

Teşhisin ardından, ortodontistiniz size mevcut problemleri, olası tedavi seçeneklerini, beklenen tedavi süresini ve maliyetini ayrıntılı bir şekilde açıklar. Bu aşamada, geleneksel tel tedavilerinden şeffaf plaklara kadar farklı yöntemler sunulabilir. Hastanın beklentileri, yaşam tarzı ve estetik kaygıları da göz önünde bulundurularak, en uygun tedavi yöntemi karşılıklı olarak belirlenir. Bu, aynı zamanda hastanın aklındaki tüm soruları sorması ve süreci tam olarak anlaması için önemli bir fırsattır.

Aktif Tedavi Dönemi

Bu, diş hareketlerinin gerçekleştiği ana dönemdir. Seçilen ortodontik aygıt (braketler, şeffaf plaklar vb.) ağza uygulanır ve dişler yavaş yavaş planlanan konuma doğru hareket ettirilir. Bu süreçte düzenli kontroller kritik öneme sahiptir. Kontrollerde, ortodontist telleri ayarlar, şeffaf plakları değiştirir veya aygıtın etkinliğini kontrol eder. Bu ayarlamalar, dişler üzerindeki baskıyı ve hareket yönünü belirler. Tedavinin başında hafif bir hassasiyet veya ağrı hissedilebilir, ancak bu genellikle birkaç gün içinde geçer.

Pekiştirme (Retansiyon) Dönemi: Kalıcılığın Sırrı

Aktif tedavi bittikten, yani dişler istenen konuma geldikten sonra, pekiştirme (retansiyon) dönemi başlar. Bu dönem, tedavinin en az aktif tedavi kadar önemli bir parçasıdır. Dişler, çevrelerindeki kemik ve dokular yeni pozisyonlarına adapte olana kadar desteklenmelidir. Aksi takdirde, dişler orijinal konumlarına geri dönme eğilimi gösterebilir (nüks). Bu dönemde, pekiştiriciler (retainerlar) adı verilen özel aygıtlar kullanılır. Bunlar, sabit (dişlerin arkasına yapıştırılan ince bir tel) veya hareketli (şeffaf plaklar veya şeffaf kalıplar) olabilir. Pekiştiricilerin düzenli ve doğru kullanımı, tedavi sonuçlarının kalıcılığını garanti altına alır.

Ortodontik Tedavi Yöntemleri: Gülüşünüze Özel Çözümler

Günümüzde ortodonti, her hastanın ihtiyacına ve estetik beklentisine uygun geniş bir tedavi yelpazesi sunar. Tel tedavisinden şeffaf plaklara kadar farklı seçenekler mevcuttur.

  • Geleneksel Metal Braketler: Ortodontik tedavinin en bilinen ve en yaygın kullanılan yöntemidir. Dişlerin ön yüzeyine yapıştırılan küçük metal braketler ve bu braketlerin içinden geçen tellerden oluşur. Teller, braketler aracılığıyla dişlere hafif ve sürekli bir kuvvet uygulayarak onları hareket ettirir. Son derece etkili ve maliyet açısından genellikle en uygun seçenektir.

  • Şeffaf (Seramik) Braketler: Estetik kaygısı olan hastalar için metal braketlere alternatif olarak sunulur. Diş renginde veya şeffaf seramikten yapılmıştır ve bu sayede metal braketlere göre daha az dikkat çekicidir. Fonksiyonellikleri metal braketlerle benzerdir, ancak seramik malzeme daha kırılgan olabilir ve bazı durumlarda lekelenme yapabilir.

  • Lingual Ortodonti (Görünmez Teller): Bu yöntemde, braketler dişlerin arka (iç) yüzeyine yerleştirilir. Dışarıdan bakıldığında hiçbir şey görünmediği için estetik açıdan en avantajlı çözümlerden biridir. Tedavi süreci ve maliyeti genellikle diğer yöntemlere göre daha farklı olabilir ve her vaka için uygun olmayabilir.

  • Şeffaf Plaklar (Alignerlar): Invisalign gibi markalarla popülerleşen bu yöntem, metal braket ve teller yerine, kişiye özel olarak üretilen bir dizi şeffaf, çıkarılabilir plak kullanır. Her bir plak, dişleri yavaşça belirli bir pozisyona getirmek üzere tasarlanmıştır. Hastalar, plakları belirli aralıklarla (genellikle 1-2 haftada bir) yeni bir sete değiştirirler. Estetik, konfor ve kolay temizlenebilirlik avantajları sunar. Ancak, plağın düzenli olarak takılması (günde en az 20-22 saat) tedavi başarısı için hayati öneme sahiptir.

  • Diğer Ortodontik Aygıtlar: Bazı karmaşık vakalarda veya erken dönem tedavilerinde, braket ve plak tedavilerine ek olarak çenelik, damaklık (genişletici, pekiştirici) gibi yardımcı ortodontik aygıtlar da kullanılabilir. Bu aygıtlar, çene gelişimini yönlendirmek, dişlerin hareketini hızlandırmak veya tedavi sonuçlarını pekiştirmek amacıyla tasarlanmıştır.

Ortodontik Tedavinin Avantajları: Neden Gerekli?

Ortodontik tedaviye başlamak, sadece estetik bir karar değil, aynı zamanda uzun vadeli ağız ve genel sağlık için atılan önemli bir adımdır. Sunduğu faydalar, sadece düzgün dişlerin ötesine geçer.

  • Estetik Gülümseme ve Özgüven: En belirgin fayda, şüphesiz ki düzgün sıralanmış, estetik bir gülümsemedir. Güzel bir gülümseme, bireyin sosyal yaşamda daha rahat hissetmesini, özgüveninin artmasını ve dolayısıyla yaşam kalitesinin yükselmesini sağlar.

  • Daha İyi Ağız Hijyeni: Çapraşık dişler arasında yiyecek artıkları ve plak birikimi daha kolay olur, bu da fırçalamayı ve diş ipi kullanımını zorlaştırır. Düzgün sıralanmış dişler ise çok daha kolay temizlenebilir, bu da çürük ve diş eti hastalığı (gingivit, periodontit) riskini önemli ölçüde azaltır.

  • Doğru Çiğneme ve Konuşma Fonksiyonu: Isırık problemleri, yiyecekleri düzgün çiğnemeyi zorlaştırabilir, bu da sindirim sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, bazı kapanış bozuklukları, harflerin doğru telaffuz edilmesini engelleyerek konuşma bozukluklarına neden olabilir. Ortodontik tedavi, bu fonksiyonları optimize ederek yaşam kalitesini artırır.

  • Çene Eklemi Sağlığı (TME): Düzgün olmayan bir kapanış, çene eklemi (Temporomandibular Eklem - TME) üzerinde anormal baskı ve gerilime neden olabilir. Bu da çene ağrısı, baş ağrısı, çiğneme sırasında tıklama sesleri gibi TME sorunlarına yol açabilir. Ortodontik tedavi, çene eklemine binen yükü dengeleyerek bu tür problemlerin önlenmesine veya tedavisine yardımcı olur.

  • Diş Aşınmasının Önlenmesi: Yanlış kapanış ilişkisi olan kişilerde, belirli dişler diğerlerine göre daha fazla baskıya maruz kalabilir ve anormal şekilde aşınabilir. Ortodonti, ısırma kuvvetlerini dişler arasında daha eşit dağıtarak bu aşınmaları önler ve dişlerin ömrünü uzatır.

  • Çene Gelişimini Yönlendirme: Özellikle çocukluk döneminde yapılan ortodontik müdahaleler, çene gelişimini doğru yöne yönlendirerek, ileride daha ciddi problemlerin ortaya çıkmasını engelleyebilir veya cerrahi müdahale ihtiyacını ortadan kaldırabilir.

Ortodontide Yaş Faktörü: Çocukluktan Yetişkinliğe

Ortodontik tedavinin sadece çocuklar veya ergenler için olduğu yaygın bir yanılgıdır. Oysa ortodonti, her yaş grubuna hitap edebilen esnek bir alandır.

  • Çocukluk Dönemi Ortodontisi (Erken Tedavi): İlk ortodontik muayene için ideal yaş, Amerikan Ortodontistler Birliği (AAO) tarafından 7 yaş olarak önerilir. Bu yaşta, kalıcı dişler çıkmaya başlamış ve çene gelişimi gözlemlenebilir durumdadır. Erken tedavi (Faz I tedavi), ciddi çene uyumsuzluklarını düzeltmek, dişlerin düzgün çıkması için yer açmak veya kötü alışkanlıkları (parmak emme gibi) durdurmak amacıyla yapılabilir. Bu müdahaleler, ileride daha karmaşık tedavilerin önüne geçebilir veya tedavi süresini kısaltabilir.

  • Ergenlik Dönemi Ortodontisi: Çoğu ortodontik tedavi, ergenlik döneminde (10-14 yaş arası) gerçekleştirilir. Bu dönemde kemik gelişimi hala devam ettiği için dişler daha hızlı ve kolay hareket ettirilebilir. Ayrıca, ergenler genellikle tedaviye daha uyumlu olur ve yaşıtları arasında tel takmak daha yaygın olduğu için sosyal adaptasyon sorunları daha az yaşanır.

  • Yetişkin Ortodontisi: Günümüzde yetişkin ortodontisi giderek popülerleşmektedir. Artan estetik beklentiler ve gelişen tedavi yöntemleri (özellikle şeffaf plaklar ve lingual braketler) sayesinde, her yaştan yetişkin düzgün bir gülüşe sahip olabilir. Yetişkinlerde kemik gelişimi tamamlandığı için diş hareketi çocuklara göre biraz daha yavaş olabilir, ancak elde edilen sonuçlar aynı derecede başarılıdır. Diş eti hastalıkları veya kemik erimesi gibi durumlar varsa, tedavi öncesinde bunların kontrol altına alınması önemlidir.

Ortodontik Tedavi Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ortodontik tedaviye başlamak bir taahhüttür ve tedavinin başarısı, büyük ölçüde hastanın göstereceği özene bağlıdır.

  • Üst Düzey Ağız Hijyeni: Braket ve teller, yiyecek artıklarının ve plağın birikmesi için ek alanlar yaratır. Bu nedenle, tedavi süresince çok daha titiz bir ağız hijyeni gereklidir. Özel ortodontik diş fırçaları, ara yüz fırçaları ve diş ipleri (floss threader ile) kullanılarak dişler ve braket çevresi dikkatlice temizlenmelidir. Düzenli ve etkili fırçalama, çürük ve diş eti iltihabını önlemenin anahtarıdır.

  • Beslenme Alışkanlıkları: Braketlerin veya tellerin kırılmasını önlemek için sert, yapışkan ve aşırı çiğneme gerektiren yiyeceklerden (örneğin patlamış mısır, karamelli şekerler, fındık, çiğ havuç, sert ekmek kabukları) kaçınılmalıdır. Elma gibi sert meyveler ısırmak yerine dilimlenerek yenmelidir.

  • Düzenli Kontroller: Ortodontist randevularına zamanında gitmek, tedavinin belirlenen planda ve sürede ilerlemesi için hayati önem taşır. Kontrollerde braketler ayarlanır, teller değiştirilir ve tedavinin gidişatı değerlendirilir.

  • Beklenmedik Durumlar: Tel kopması, braket çıkması veya ağızda yara oluşumu gibi durumlarda paniklememek önemlidir. Genellikle ortodontik balmumu ile geçici çözümler üretilebilir, ancak en kısa sürede ortodontistinizle iletişime geçerek randevu almalısınız. Şeffaf plak kullananlar için, plakları kaybetmemek veya kırmamak önemlidir.

Ortodonti ve Diğer Diş Hekimliği Alanları Arasındaki İlişki

Ortodonti, diş hekimliğinin diğer uzmanlık alanlarıyla yakın bir ilişki içindedir ve başarılı tedaviler genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.

  • Periodontoloji (Diş Eti Sağlığı): Sağlıklı diş etleri ve destekleyici kemik dokusu, ortodontik tedavi için temel koşuldur. Diş eti hastalığı olan hastalarda, ortodontik tedaviye başlamadan önce periodontolojik sorunların kontrol altına alınması veya tedavi edilmesi gerekebilir. Tedavi sırasında da diş eti sağlığının korunması büyük önem taşır.

  • Restoratif Diş Hekimliği: Ortodontik tedavi tamamlandıktan sonra, dişlerdeki eski dolguların yenilenmesi, estetik dolgular veya dişlerdeki küçük şekil bozukluklarının kompozit rezin ile düzeltilmesi gibi restoratif işlemler gerekebilir. Bazen de ortodonti, porselen laminatlar veya kronlar gibi protetik uygulamalar için dişleri doğru konuma getirmek amacıyla bir ön hazırlık olarak yapılır.

  • Protetik Diş Tedavisi: Eksik dişleri olan hastalarda implant, köprü veya protez uygulamaları öncesinde, kalan dişlerin ideal konuma getirilmesi için ortodontik tedaviye ihtiyaç duyulabilir. Bu, protezin daha estetik ve fonksiyonel olmasını sağlar.

  • Çene Cerrahisi (Ortognatik Cerrahi): Özellikle yetişkinlerde görülen ileri derecede çene uyumsuzlukları, sadece ortodontik yöntemlerle düzeltilemeyebilir. Bu gibi durumlarda, ortodontik tedavi çene cerrahisi (ortognatik cerrahi) ile birlikte planlanır. Ortodonti, cerrahi öncesi dişleri ideal konuma getirir; cerrahi ise çenelerin pozisyonunu düzeltir. Bu entegre yaklaşım, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan en iyi sonuçları sunar.

Sıkça Sorulan Sorular: Ortodonti Hakkında Merak Edilenler

Ortodontik tedavi düşünen birçok kişinin aklında benzer sorular belirmektedir. İşte en sık karşılaşılanlara kısa ve doğal yanıtlar:

  • Ortodontik tedavi ağrılı mıdır? Tedavinin başlangıcında veya tellerin ayarlandığı ilk birkaç gün hafif bir hassasiyet veya ağrı hissedilebilir. Ancak bu, genellikle hafif ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir ve birkaç gün içinde geçer. Şeffaf plaklar genellikle daha az ağrıya neden olur.

  • Tedavi ne kadar sürer? Tedavi süresi, problemin karmaşıklığına, seçilen tedavi yöntemine ve hastanın uyumuna göre değişir. Ortalama olarak 1 ila 3 yıl arasında değişmekle birlikte, bazı basit vakalar daha kısa, karmaşık vakalar ise daha uzun sürebilir.

  • Tedavi fiyatları neye göre değişir? Fiyatlar; tedavinin kapsamı, kullanılan teknik (metal tel, şeffaf plak, lingual ortodonti), ortodontistin deneyimi ve kliniğin bulunduğu şehre göre farklılık gösterir. Kesin fiyat bilgisi için detaylı muayene gereklidir.

  • Yetişkinler de tel takabilir mi? Evet, kesinlikle! Yetişkin ortodontisi günümüzde çok yaygındır. Dişleriniz ve destekleyici dokularınız sağlıklı olduğu sürece, her yaşta ortodontik tedavi alabilirsiniz.

  • Şeffaf plaklar her vaka için uygun mudur? Şeffaf plaklar birçok ortodontik problemi çözebilir ancak her vaka için ideal olmayabilir. Özellikle çok karmaşık çene veya diş hareketleri gerektiren durumlarda geleneksel braketler daha etkili olabilir. Ortodontistiniz, sizin için en uygun yöntemi belirleyecektir.

Ortodonti Uzmanı Kimdir? Uzmanlık ve Güvenilirlik

Ortodonti, diş hekimliğinin özel bir dalıdır ve bu alanda çalışmak için kapsamlı bir eğitim ve uzmanlık gerekir. Ortodonti uzmanı, sadece diş hekimliği fakültesini bitirmiş biri değildir. Diş hekimliği eğitimini tamamladıktan sonra, üniversitelerin diş hekimliği fakültelerinin ortodonti anabilim dallarında, genellikle 4 yıl süren uzmanlık veya doktora (PhD) eğitimi alırlar. Bu eğitim, diş ve çene gelişimi, biyomekanik, teşhis yöntemleri ve ileri tedavi teknikleri konusunda derinlemesine bilgi ve pratik deneyim sağlar.

Bu nedenle, ortodontik tedaviye karar verirken mutlaka bir ortodonti uzmanına başvurmak önemlidir. Uzman olmayan bir diş hekimi tarafından yapılan ortodontik uygulamalar, hem tedavi başarısızlığına hem de kalıcı ağız ve çene sorunlarına yol açabilir. Güvenilir bir uzmanın deneyimi, bilgisi ve yetkinliği, tedavi sonuçlarının kalitesini doğrudan etkiler.

Ortodonti: Sadece Düzgün Dişler Değil, Kalıcı Bir Yatırım

"Ortodonti nedir?" sorusuna yanıt ararken, sadece teknik bir sürecin ötesine geçerek, insan yaşamına kattığı değeri ve bilimsel derinliğini keşfettik. Ortodontik tedavi, sadece kısa süreli bir estetik düzeltme olmanın ötesinde, ömür boyu sürecek ağız sağlığı, fonksiyonellik ve kişisel özgüven için yapılan kalıcı bir yatırımdır.

Düzgün sıralanmış dişler, sadece ayna karşısındaki gülüşümüzü güzelleştirmekle kalmaz; aynı zamanda yiyecekleri daha verimli çiğnememize, daha net konuşmamıza ve diş eti hastalıkları veya çürükler gibi problemlerden korunmamıza yardımcı olur. Bu yönüyle ortodonti, genel sağlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Her bir dişin ve her bir çenenin uyum içinde çalıştığı, sağlıklı ve estetik bir ağız yapısı, kişinin hayat kalitesini baştan aşağı değiştirebilir. Ortodonti, işte bu dönüşümün bilimi ve sanatıdır. Gülüşün bir kapı açıcı olduğunu ve bu kapının ardında yatan bilimin, hem sağlığımıza hem de benliğimize ne kadar değer kattığını her zaman hatırlayalım.

Kaynakça