Feminist, kadınların toplumsal, siyasal, ekonomik ve hukuki alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmasını savunan kişidir. Feminist olmak yalnızca bir kimlik beyanı değil, aynı zamanda tarihsel bir mücadeleyi sürdürmek, eşitsizlikle yüzleşmek ve dönüştürücü bir bakış açısı geliştirmektir. Feminist kavramı zamanla sadece kadın hakları çerçevesinden değil, aynı zamanda cinsiyet temelli tüm eşitsizliklerin karşısında duran bir duruş olarak da genişlemiştir. Bu nedenle feministlik, kadınların özgürleşmesi kadar, toplumsal normların adil ve kapsayıcı hale gelmesini savunur.
"Feminist" kelimesi Fransızca "féministe" sözcüğünden türemiştir. 19. yüzyılın sonlarında, kadınların oy hakkı, eğitim hakkı ve mülkiyet hakkı gibi temel haklarını savunan kişiler için kullanılmaya başlandı. Bu hareket, zamanla küresel ölçekte bir mücadeleye dönüştü ve "feminizm" adı altında kuramsal ve pratik bir çerçeve kazandı.
Feminist tarih genellikle üç ana dalgaya ayrılarak incelenir:
Kadınların oy hakkı, eğitim ve mülkiyet gibi temel hakları için verilen mücadele dönemidir. Suffragette hareketi bu dönemin simgesidir.
Kadınların sadece yasal değil, kültürel ve toplumsal baskılara karşı da eşitlik talep ettikleri dönemdir. İş hayatı, cinsellik, ev içi roller ve medyada temsil gibi konular bu dalgada öne çıkar.
Çeşitlilik ve kimlik politikalarının ön plana çıktığı dönemdir. Irk, sınıf, cinsiyet kimliği, engellilik gibi çoklu ayrımcılık biçimlerini dikkate alır.
Bir feministin temel savunduğu değer, cinsiyetler arası eşitliktir. Ancak bu savunu, sadece erkek ve kadın arasında değil; farklı kadın grupları, kuir bireyler ve toplumsal cinsiyetin farklı tezahürleri arasında da adaleti gözetmeyi içerir.
Kadın ve erkek arasında ücret eşitliği
Eğitim ve iş olanaklarında cinsiyet ayrımcılığına son
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığa karşı duruş
Toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanması
Feministler, birçok farklı toplumsal yapı ve normla mücadele eder. Bu yapıların başında patriyarka (ataerkillik) gelir. Bunun yanı sıra:
Cinsiyetçi dil ve söylemler
Medyada kadın bedeninin nesneleştirilmesi
Ev içi emeğin görünmezliği
Hukuki boşluklar ve cezasızlık
Şiddeti meşrulaştıran kültürel kodlar
Feministler bu yapılara karşı hem bireysel hem de kolektif düzeyde mücadele ederler.
Bir feminist, cinsiyet eşitsizliğine karşı çıkan, bunu dile getiren, gerektiğinde mücadele eden kişidir. Kadın da olabilir, erkek de, LGBTİ+ birey de, ikili cinsiyet dışındaki biri de. Feministlik, bir inanca, duyarlılığa ve eylemliliğe dayanır.
Evinde çocuklarına cinsiyet eşitliğiyle yaklaşan bir ebeveyn
İş yerinde kadınların terfi haklarını savunan bir yönetici
Toplumsal baskılara karşı direnen bir kadın öğrenci
Bunların hepsi feminist olabilir. Feminist olmak için manifestolara imza atmak değil, yaşamı dönüştürmeye katkı sunmak yeterlidir.
Feminist hareketler zaman içinde eleştirilere de maruz kalmıştır. Bazı eleştiriler dışarıdan gelirken, bazıları da hareketin içinden yükselmiştir.
"Erkek düşmanlığı" suçlaması: Feministler kadın-erkek çatışması yaratmakla suçlanır. Oysa feminizm, adil bir yaşamı herkes için talep eder.
"Sadece beyaz, orta sınıf kadınların feminizmi" eleştirisi: Özellikle ikinci dalga feminizm, farklı kimlikleri göz ardı ettiği için eleştirilmiştir. Bu nedenle üçüncü dalga, kapsayıcı olmayı hedeflemiştir.
Bu eleştiriler feminist hareketin kendi içindeki gelişimi açısından önemlidir. Feminizm sabit bir ideoloji değil, kendini sürekli yenileyen bir mücadele biçimidir.
Feminizm, tek bir çizgiden oluşmaz. Farklı akımlar vardır:
Liberal feminizm: Yasal eşitlik ve bireysel haklar üzerinde durur
Radikal feminizm: Cinsiyet eşitsizliğini sistemik bir sorun olarak görür, patriyarkanın kökten sökülmesini savunur
Marksist feminizm: Kadınların ezilmesini ekonomik sistemle açıklar
Postmodern feminizm: Cinsiyetin toplumsal bir inşa olduğunu savunur, kimlik politikalarına yoğunlaşır
Bu farklı yaklaşımlar, feminizmin ne kadar çok boyutlu olduğunu gösterir.
Feminist olmak, sadece teorik bir bilgiye sahip olmak değildir. Günlük yaşamda, iş yerinde, okulda, dijital platformlarda verilen mücadeleler de feminist eylemliliğin parçasıdır.
Sosyal medya kampanyaları (örneğin #MeToo)
Kadın yürüyüşleri, mitingler
Cinsiyet eşitliği eğitimi
Şiddetle mücadele derneklerinde gönüllülük
Feminist yayınlar, podcastler, bloglar
Feminist eylemlilik, mikro düzeyde (bir evde başlayan) de olabilir, küresel ölçekte (Birleşmiş Milletler kadın programları gibi) de.
Feminist olmak; eşitsizlikle barışmamak, normları sorgulamak, önyargılara direnmek ve daha adil bir dünya hayal etmektir. Bu, bir siyasi duruş olabilir, bir vicdani tutum olabilir, bir düşünsel pozisyon olabilir.
Feministlik bir etik duruştur. Yalnızca kadınlar için değil, herkes için daha adil, özgür, eşitlikçi bir yaşam kurma arzusudur.
Feminist, eşitlik talebini sadece söylemle değil, eylemle taşıyan, toplumsal cinsiyet adaleti için çaba gösteren kişidir. Feminist hareketler, yüzyıllardır süren mücadelelerin bir parçasıdır ve hâlâ devam etmektedir. Bugün feminist olmak, yalnızca geçmişin mirasını taşımak değil, geleceği daha adil bir yer haline getirmek için sorumluluk almaktır.
İlgili diğer içerikler
Difüzyon, bir maddenin yüksek yoğunluklu bir bölgeden düşük yoğunluklu bir bölgeye doğru kendiliğinden yayılması sürecidir. Bu olay, günlük hayattan laboratuvar ortamlarına kadar pek çok alanda karşımıza çıkar. En temel düzeyde difüzyon, parçacıkların rastgele hareket etmesiyle gerçekleşir ve denge sağlanana kadar devam eder. Maddenin gaz, sıvı ya da katı hâllerinde görülebilir, ancak en belirgin olarak gazlar ve sıvılar içinde gözlemlenir.
EDP parfüm, “Eau de Parfum” ifadesinin kısaltmasıdır ve parfüm dünyasında kokunun yoğunluğunu, kalıcılığını ve kullanım amacını belirleyen bir sınıflandırmadır. Fransızca kökenli bu terim, doğrudan “parfüm suyu” anlamına gelse de teknik olarak %10 ila %20 arasında değişen esans oranına sahip parfümleri tanımlar. Bu oran, EDP’yi hem uzun süreli kalıcılık sağlayan hem de dengeli bir koku deneyimi sunan bir ürün haline getirir. Parfüm endüstrisinde EDP, günlük kullanım ile özel anlar arasında ideal bir denge kurar. Kalıcılığı EDT’ye göre daha fazladır ancak saf parfüm kadar yoğun ve baskın değildir.
Ek fiil, Türkçede isim ya da isim soylu kelimelere gelerek onları yüklem hâline getiren dil bilgisi unsurudur. Fiil çekiminde doğrudan kullanılmaz; ancak fiil olmayan kelimelere fiil özelliği kazandırarak yüklem yapar. Bu özelliğiyle, cümlede zaman ve kip bildiren unsurların oluşmasına olanak tanır. Aynı zamanda birleşik zamanlı fiil çekimlerinin bir parçası olarak da görev alabilir. Kendi başına anlam taşımayan ama görevsel olarak cümlede anlamın oluşmasını sağlayan temel bir yapıdır.
“Elegant” kelimesi, hem günlük konuşmada hem de sanat, moda, mimari, davranış biçimi gibi farklı disiplinlerde zarafet, incelik ve estetik bütünlük anlamında kullanılan çok katmanlı bir sıfattır. Latince kökenli bu kelime, “özenle seçilmiş” anlamına gelen “elegans” sözcüğünden türemiştir. Zaman içinde birçok dilde yer edinmiş, özellikle İngilizce üzerinden Türkçeye geçmiştir. Türkçede birebir karşılığı “zarif” veya “şık” olsa da elegant kelimesi, bunlardan daha fazla anlam derinliği barındırır. Çünkü sadece dış görünüşü değil, kişinin tavrını, konuşma biçimini, yaşam tarzını ve hatta fikirsel duruşunu da tanımlar.
Ev hediyesi, yeni taşınılan bir eve yapılan ziyaretlerde ya da bir ev davetine katılırken ev sahibine takdim edilen, hem düşünceli hem de işlevsel bir anlam taşıyan armağandır. Bu tür hediyeler, yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi bir bağ kurma aracıdır. Dostluk, saygı, tebrik ve iyi dilekleri yansıtır. Kültürümüzde önemli bir yeri olan bu gelenek, yalnızca “ne alsam ayıp olmaz” endişesinden değil, aynı zamanda karşı tarafa verdiğimiz değerin küçük ama anlamlı bir ifadesi olarak değerlendirilmelidir.
Freelance, herhangi bir kuruma tam zamanlı bağlı olmadan, serbest çalışarak gelir elde eden kişi ya da çalışma modeline verilen isimdir. Türkçede karşılığı “serbest çalışan” olarak kullanılabilir. Freelance çalışanlar, kendi zamanlarını yönetir, müşteriyle doğrudan ilişki kurar ve yaptıkları işe göre ödeme alırlar. Bu çalışma biçimi, özellikle dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte dünya genelinde büyük bir yaygınlık kazanmıştır. Yazılımdan tasarıma, içerik üretiminden danışmanlığa kadar çok çeşitli alanlarda freelance olarak çalışmak mümkündür.
Girişimcilik, bir fikir ya da fırsatı değerlendirerek onu ekonomik, sosyal veya teknolojik bir değere dönüştürme sürecidir. Girişimci ise bu süreci başlatan, riski üstlenen ve çoğu zaman belirsizlik ortamında hareket eden kişidir. Girişimcilik, sadece bir iş kurmak değil; aynı zamanda bir problemi çözmek, boşluğu doldurmak, ihtiyaçları görmek ve buna cesaretle karşılık verebilmektir. Günümüzde girişimcilik, hem bireyler hem ülkeler için ekonomik büyümenin, teknolojik gelişmenin ve sosyal değişimin en önemli itici güçlerinden biri haline gelmiştir.
Glow up, bireyin dış görünüşünde, ruh halinde, yaşam tarzında ve genel olarak kendine duyduğu saygıda belirgin ve olumlu bir değişim yaşamasını tanımlayan modern bir ifadedir. İngilizce kökenli olan bu deyim, özellikle sosyal medyada yaygınlaşmış ve bir kişinin zaman içinde yaşadığı dikkat çekici fiziksel veya ruhsal dönüşüme atıf yapar. Sadece estetik bir değişim değil, aynı zamanda özgüven artışı, kişisel gelişim ve hayat kalitesinde iyileşme anlamına gelir. Glow up süreci bazen bilinçli bir çabanın ürünü olurken, bazen de doğal gelişimle birlikte kendiliğinden oluşabilir.
Popüler içerikler
153, Türkiye'de belediye hizmetlerine yönelik olarak kurulan bir çağrı merkezi numarasıdır. Genellikle vatandaşların şikâyet, talep, öneri veya bilgi alma amaçlı olarak aradığı bu numara, "ALO 153 Beyaz Masa" ya da “ALO 153 Çağrı Merkezi” adıyla bilinir. Bu hat, doğrudan belediyelere bağlıdır ve belediye sınırları içindeki hizmetlerle ilgili iletişim kurulmasını sağlar. 7 gün 24 saat hizmet verir. Hem sabit hatlardan hem de cep telefonlarından arandığında ücretlendirme yapılmaz.
28 Şubat Olayı, Türkiye siyasi tarihine “postmodern darbe” olarak geçen, 1997 yılında gerçekleşen ve doğrudan askerî müdahale olmaksızın sivil siyaseti yönlendiren bir süreçtir. Bu olay, özellikle dönemin Refah-Yol Hükûmeti’ne karşı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başını çektiği bir dizi karar, baskı ve yönlendirme ile şekillenmiştir. 28 Şubat 1997 tarihinde toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK), bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Ancak 28 Şubat sadece bir gün değil; yıllar süren bir baskı ve dönüşüm sürecinin adıdır.
Adabı muaşeret nedir sorusu, yalnızca görgü kuralları çerçevesinde ele alınabilecek basit bir merak değil; aynı zamanda bir toplumun kültürel, ahlaki ve hatta inanç temelli değerlerinin davranışa yansımasıdır. Adab-ı muaşeret; bireyin sosyal yaşamda diğer insanlarla olan ilişkilerinde uyması gereken saygı, nezaket ve ölçülülük ilkelerini kapsayan bir kurallar bütünüdür. Hem bireysel hem de toplumsal huzurun teminatı olan bu kavram, sadece “nasıl davranmalıyım?” sorusunun değil, “karşımdakine ne kadar değer veriyorum?” sorusunun da cevabıdır.
Afrodizyak, cinsel isteği artırdığına inanılan yiyecek, içecek, bitki ya da maddelere verilen genel isimdir. Tarih boyunca hem kadınlarda hem erkeklerde cinsel arzuyu, performansı ya da uyarılmayı artırmak için çeşitli doğal ve kimyasal maddeler afrodizyak olarak kullanılmıştır. Bu terim adını, Yunan mitolojisindeki aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten alır. Günümüzde hem halk arasında hem de bilimsel çevrelerde afrodizyak etkili maddeler tartışmalı olsa da bazı ürünlerin libido üzerinde dolaylı etkileri olduğu kabul edilmektedir.