Stagflasyon, ekonomide aynı anda hem yüksek enflasyonun hem de ekonomik durgunluğun yaşandığı bir durumu tanımlar. Kelime, İngilizce’deki “stagnation” (durgunluk) ve “inflation” (enflasyon) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Yani ekonomi bir yandan duraklarken, diğer yandan fiyatlar hızla artar.
Bu durum, klasik ekonomi teorilerine ters düşer çünkü normalde enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde ekonomi büyür, durgunluk yaşanıyorsa da fiyat artışları yavaşlar. Ancak stagflasyonda bu iki zıt durum bir arada yaşanır. Hem ekonomik büyüme yavaşlamıştır, işsizlik artar, hem de hayat pahalılığı hızla yükselir.
Stagflasyon terimi ilk kez 1960’lı yıllarda İngiltere’de kullanılmaya başlandı, ancak kavramın dünya çapında tanınması 1970’li yıllarda yaşanan petrol kriziyle oldu. O dönemde OPEC ülkeleri petrol arzını kısıtlayınca enerji fiyatları patladı. Bu da hem üretim maliyetlerini artırdı (enflasyon) hem de ekonomilerin büyümesini yavaşlattı (durgunluk). Böylece dünya, aynı anda hem pahalılık hem de ekonomik yavaşlama yaşadı.
Bu örnek, stagflasyonun nasıl karmaşık ve zorlayıcı bir ekonomik durum olduğunu açıkça gösterdi. Çünkü uygulanan klasik politikalar işe yaramıyordu. Enflasyonu düşürmek için talep kısılıyor, ama zaten durgun olan ekonomi daha da zayıflıyordu.
Bir ekonomide stagflasyon yaşandığını söyleyebilmek için üç temel göstergenin aynı anda görülmesi gerekir:
1. Yüksek Enflasyon:
Mal ve hizmet fiyatları hızla artar. Alım gücü düşer, hayat pahalılığı artar.
2. Yavaşlayan Ekonomik Büyüme:
Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) ya küçülür ya da çok yavaş artar. Üretim azalır, yeni yatırımlar durur.
3. Artan İşsizlik:
Şirketler daralan talep ve yükselen maliyetler nedeniyle işten çıkarmalara gider. İş gücü piyasası daralır.
Bu üç etken aynı anda ortaya çıktığında, ekonomi için ciddi bir kriz işareti oluşur. Ne merkez bankaları ne de hükümetler bu sorunu kısa sürede çözmekte zorlanır.
Stagflasyonun tek bir sebebi yoktur. Genellikle birden fazla etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bazı başlıca nedenler şunlardır:
1. Arz Şokları:
Petrol gibi temel girdi ürünlerinin fiyatında ani ve sert artışlar, üretim maliyetlerini yukarı çeker. Bu durum, ürün fiyatlarına yansırken üretimi de yavaşlatır.
2. Yanlış Ekonomi Politikaları:
Aynı anda genişlemeci maliye politikası ve yüksek faiz gibi birbiriyle çelişen uygulamalar dengeleri bozar. Devlet harcamaları artırılırken parasal sıkılaşma yapılması gibi durumlar piyasada çelişkili etkiler yaratabilir.
3. Ücret-Fiyat Sarmalı:
Çalışanlar hayat pahalılığı nedeniyle yüksek zam talep eder. Ücretler artınca firmalar bunu fiyatlara yansıtır. Fiyatlar artınca yeniden zam istenir ve bu kısır döngü sürer.
4. Beklentiler:
Tüketiciler ve üreticiler fiyatların artacağına inanırsa, bu beklenti kendini gerçekleştiren bir duruma dönüşebilir. Herkes fiyatları artırmaya başlar.
Stagflasyon, ekonomi için en zorlayıcı dönemlerden biridir. Çünkü hem halkın alım gücü azalır hem de işsizlik artar. Klasik kriz dönemlerinden daha karmaşık bir yapısı vardır.
Bazı etkileri şunlardır:
Tüm bu etkiler ekonomik istikrarsızlık yaratır. Ayrıca halkta moral bozukluğu, güvensizlik ve geleceğe dair belirsizlik duygusu hakim olur.
Stagflasyon her zaman enflasyon içerir ama her enflasyon stagflasyon değildir. Enflasyon, fiyatların genel düzeyinin arttığı bir durumu ifade eder. Ancak bu sırada ekonomi büyüyorsa, istihdam artıyorsa, bu olumlu bir tablo bile olabilir. Örneğin kontrollü bir enflasyon, sağlıklı büyümenin işareti sayılabilir.
Stagflasyonda ise enflasyonun yanında durgunluk ve işsizlik de vardır. Yani hem cebimizden daha çok para çıkarken, aynı zamanda kazanç fırsatları da azalır.
Resesyon, ekonominin arka arkaya en az iki çeyrek küçülmesi anlamına gelir. Yani sadece ekonomik durgunluk söz konusudur. Ancak resesyonda enflasyon olmayabilir, hatta fiyatlar düşebilir. Bu durumda resesyon klasik yöntemlerle yani talebi artırmakla çözülebilir.
Stagflasyonda ise hem durgunluk hem de fiyat artışları bir aradadır. Bu durum, ekonomiye müdahale etmeyi daha karmaşık hale getirir.
Stagflasyonun çözümü zordur çünkü iki zıt sorunu aynı anda çözmek gerekir. Enflasyonu düşürmek için harcamaları kısmak, faizi artırmak gerekir. Ancak bu da zaten durgun olan ekonomiyi daha da zayıflatabilir. Tam tersi, ekonomiyi canlandırmak için faiz indirimi yapılırsa bu da enflasyonu azdırabilir.
Bu nedenle çözüm dengeli ve kademeli adımlarla sağlanır:
Stagflasyon dönemlerinde karar vericilerin her adımı çok dikkatli olması gerekir. Yanlış atılacak bir adım ekonomiyi daha da kırılgan hale getirebilir.
Türkiye’de geçmişte bazı dönemler stagflasyona benzer koşullar yaşanmıştır. Özellikle 1994 ve 2001 krizlerinde enflasyon çok yüksek seyrederken, işsizlik de artmış, ekonomi küçülmüştür. Ancak bu dönemlerde stagflasyon tam anlamıyla yaşandı demek zordur. Çünkü zaman zaman fiyatlar sabitlenmiş, büyüme bir anda düşmüş ama kalıcı bir stagflasyon tablosu oluşmamıştır.
2021 sonrası dönemde Türkiye ekonomisi yine stagflasyon benzeri bazı işaretler göstermiştir. Enflasyonun çok yüksek olması, büyümenin yavaşlaması ve iş gücü piyasasında yaşanan sorunlar bazı uzmanlar tarafından “gizli stagflasyon” olarak yorumlanmıştır. Ancak bu tanımlama tüm ekonomistler tarafından ortak kabul görmemektedir.
Dünya tarihinde en bilinen stagflasyon örneği 1973 petrol krizidir. OPEC ülkeleri petrol arzını kısmış, petrol fiyatları kısa sürede birkaç katına çıkmıştır. Bu artış, üretim maliyetlerini patlatmış, aynı anda enflasyon yükselmiş, üretim durmuş ve işsizlik artmıştır. ABD ve birçok Avrupa ülkesi bu dönemde stagflasyon yaşamıştır.
2020 sonrası dönemde pandemi, tedarik zinciri sorunları ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi nedenlerle bazı ülkelerde yeniden stagflasyon riski gündeme gelmiştir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler bu süreci daha ağır hissetmiştir.
Stagflasyon, ekonominin en zorlu sınavlarından biridir. Aynı anda hem enflasyon hem de durgunluk yaşanır. Bu durum, klasik ekonomik çözümleri etkisiz hale getirir. Hem fiyatlar yükselir hem de işsizlik artar. Alım gücü düşerken umutlar da azalır.
Bu karmaşık tabloyu yönetmek için sağlam bir ekonomik vizyon, güçlü kurumlar ve toplumun güvenini kazanmış ekonomi yönetimi gerekir. Stagflasyonu anlamak, onunla mücadele etmenin ilk adımıdır. Hem bireyler hem devletler için bu tür dönemlerde dikkatli, gerçekçi ve şeffaf bir yaklaşım hayati önem taşır.
Britannica - What Is Stagflation? Economic Stagnation and Inflation
İlgili diğer içerikler
Devalüasyon Nedir? Türkiye'deki Örnekleri, Ekonomik Etkileri
Devalüasyon, bir ülkenin para biriminin yabancı para birimlerine karşı değerinin, devlet ya da merkez bankası kararıyla resmî olarak düşürülmesidir. Bu uygulama genellikle sabit kur rejimi uygulayan ülkelerde görülür. Yani devalüasyon, bir ülkenin parasının satın alma gücünün özellikle dış dünyaya karşı azaltılması anlamına gelir.
Dezenflasyon Nedir? Dezenflasyonist Politikalar ve Ekonomi
Ekonomi dilinde sıkça duyulan ama çoğu zaman yanlış anlaşılan kavramlardan biri dezenflasyondur. İlk bakışta enflasyonun tamamen ortadan kaldırılması gibi algılansa da dezenflasyon, teknik anlamda enflasyon oranındaki azalma hızını ifade eder. Yani fiyatlar hâlâ artıyordur ama artık eskisi kadar hızlı artmıyordur. Örneğin yıllık enflasyon %60’tan %45’e düşmüşse, bu bir dezenflasyon sürecidir. Enflasyon sıfırlanmamıştır, sadece yavaşlamıştır.
İktisat Nedir? Temel Kavramları, Dalları ve Önemi Nelerdir?
İktisat, insanların sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlarını nasıl karşıladığını inceleyen sosyal bilim dalıdır. Başka bir ifadeyle, iktisat, bireylerin, işletmelerin ve devletlerin ekonomik kararlarını, bu kararların sonuçlarını ve birbirleriyle olan ilişkilerini analiz eder. Temel amacı, mevcut kaynakların en verimli biçimde nasıl kullanılacağını araştırmak ve üretim, tüketim, dağıtım süreçlerini anlamaktır.
Korelasyon Ne Demek? Anlamı, Türleri ve Hayattaki Örnekleri
Korelasyon, iki değişken arasında bir ilişki olup olmadığını ve bu ilişkinin yönünü ve derecesini ifade eden kavramdır. Genellikle istatistik ve veri analizi bağlamında karşımıza çıkar. Ancak korelasyon, sadece akademik ya da teknik bir terim değil, aynı zamanda günlük hayatta sıkça karşılaştığımız ilişkileri anlamamıza da yardımcı olur.
Provizyon Nedir? Banka ve Diğer Sektörlerde Ne İşe Yarar?
Provizyon, kelime anlamı olarak “ön onay”, “geçici onay” ya da “hazırlık” anlamlarına gelir. Günümüzde en çok sağlık sektörü, bankacılık sistemi ve sigortacılık alanlarında karşımıza çıkar. Bir işlem ya da hizmetin gerçekten yapılabilir olup olmadığını kontrol etmek, geçici bir onay sürecine tabi tutmak anlamına gelir.
Resesyon Nedir? Ekonomik Etkileri, Nedenleri ve Sonuçları
Resesyon, bir ekonomide üretim, tüketim, yatırım ve istihdam gibi temel göstergelerde geniş kapsamlı ve süreklilik gösteren bir daralma yaşanması durumudur. Teknik olarak, üst üste iki çeyrek dönem boyunca GSYH'nin küçülmesi resesyon olarak tanımlanır. Ancak bu tanımın ötesinde resesyon, insanların günlük hayatını doğrudan etkileyen ekonomik bir çöküş sürecidir.
Stopaj Nedir? Kimler Öder, Nasıl Hesaplanır?
Stopaj, kelime olarak kulağa yabancı gelse de, Türkiye’de maaş alan, kira ödeyen ya da serbest meslek hizmeti veren hemen herkesin hayatında olan bir vergi türüdür. Kısaca söylemek gerekirse, bir gelirin ödemesi yapılmadan önce vergisinin kaynaktan kesilmesi işlemine stopaj denir.
Popüler içerikler
AKTS Nedir? Kredi Sistemi, Hesaplama ve Önemi
AKTS, yani Avrupa Kredi Transfer ve Biriktirme Sistemi (European Credit Transfer and Accumulation System), Avrupa ülkelerindeki yükseköğretim kurumlarında öğrenci hareketliliğini kolaylaştırmak ve akademik programlar arasında şeffaflık sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir kredi sistemidir. Avrupa Birliği'nin Bologna Süreci kapsamında oluşturulan bu sistem, öğrencilerin aldıkları derslerin yükünü ve bu yükün karşılaştırılabilirliğini belirlemek için kullanılır. AKTS, sadece kredi aktarımı için değil; aynı zamanda öğrencinin öğrenme sürecini planlaması, izlemesi ve değerlendirmesi için de önemli bir araçtır.
Brüt Ne Demek? Maaş, Kâr, Metrekare ve Kullanım Alanları
Brüt kelimesi, Türkçeye Fransızca “brut” kelimesinden geçmiş olup, saf olmayan, içerisinden herhangi bir kesinti veya indirim yapılmamış olan anlamına gelir. Ekonomi, muhasebe, iş hukuku, maaş sistemi, inşaat sektörü ve gıda üretimi gibi pek çok alanda kullanılan bu kavram, net ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilir. Brüt değer, herhangi bir vergi, masraf veya kesinti düşülmeden önceki toplam miktarı ifade eder. Net ise bu kesintilerden arındırılmış gerçek değeri verir.
BSMV Nedir? Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Ne Demek?
BSMV, “Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi” ifadesinin kısaltmasıdır. Türkiye'de 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu çerçevesinde düzenlenen bu vergi türü, adından da anlaşılacağı gibi özellikle bankacılık ve sigortacılık işlemleri üzerinden alınan dolaylı bir vergi türüdür. 1956 yılından beri uygulamada olan BSMV, kamu finansmanının sağlanması açısından önemli bir gelir kalemi olarak kabul edilir. Uygulama alanı geniştir ve hem bireyleri hem kurumları ilgilendiren birçok işlemi kapsar. Faiz gelirleri, sigorta primleri, komisyonlar, kredi işlemleri ve daha fazlası bu vergiye tabidir.
Emtia Nedir? Türleri, Piyasaları ve Yatırım Yöntemleri
Emtia, ticarette alınıp satılabilen, genellikle fiziksel bir varlığa sahip olan ve piyasada belirli bir değeri bulunan mallara verilen genel isimdir. Tarım ürünlerinden enerji kaynaklarına, metallerden sanayi hammaddelerine kadar geniş bir yelpazeye yayılan emtialar, hem tüketim hem de yatırım aracı olarak işlev görür. Emtialar finansal piyasalarda spot, vadeli ve opsiyon işlemlerine konu olabilir. Ekonomik göstergelerin önemli bir parçası olan emtia piyasaları, arz-talep dengesi, jeopolitik gelişmeler, mevsimsel döngüler ve küresel krizlerden doğrudan etkilenir.
Fon Nedir? Fon Türleri, Yatırım Mantığı ve Avantajları
Fon, finansal anlamda belirli bir amaca yönelik olarak toplanan ve yönetilen parasal kaynaklara verilen isimdir. Fonlar, yatırım, tasarruf, sosyal güvence, destekleme, kalkınma gibi farklı amaçlarla oluşturulabilir. Fon sistemi, bireylerin ya da kurumların toplu birikimlerini organize ederek hem gelir üretmek hem de belirli ekonomik veya sosyal hedeflere ulaşmak için kullanılır. Fonlar hem kamu kurumları hem de özel sektör tarafından oluşturulabilir ve farklı yasal yapılara göre düzenlenir.