Fon Nedir? Türleri, Avantajları ve Yatırımcının Bilmesi Gereken Her Şey
📌 Fon, yatırımcıların birikimlerini ortak bir havuzda toplayarak hisse senedi, tahvil, emtia ve benzeri araçlara profesyonel yönetimle yönlendiren finansal bir yapıdır.
Küçük tutarlarla bile çeşitlendirilmiş portföy oluşturmayı sağlar. Bu sayede bireysel yatırımcı, hem temettü gibi getiri fırsatlarından yararlanabilir hem de riskini dağıtabilir. Fonlar, piyasa bilgisine sahip olmayanlar için karmaşık görünen yatırımları erişilebilir kılar. Bu rehberde, fon türlerinden yönetim süreçlerine, alım-satım işlemlerinden vergilendirme detaylarına kadar fon sistemini sade bir dille ele alacağız.
Fonun Finansal Anlamı
Finansal piyasalarda bir fon, en basit haliyle, birden fazla yatırımcının nakit varlıklarını veya menkul kıymetlerini ortak bir yatırım havuzunda topladığı yapıdır. Bu havuzdaki varlıklar, belirli bir yatırım stratejisi çerçevesinde, profesyonel bir portföy yöneticisi tarafından hisse senedi, tahvil, emtia gibi çeşitli finansal enstrümanlara yönlendirilir. Fonun temel amacı, risk dağılımı sağlayarak yatırımcıların birikimlerini en verimli şekilde değerlendirmek ve hedeflenen getiri oranını yakalamaktır. Bu yapı sayesinde küçük yatırımcılar da portföy çeşitlendirme ve profesyonel yönetim avantajlarından faydalanabilir. Fonlar, genellikle bir banka, aracı kurum ya da yatırım ortaklığı bünyesinde kurulur ve sermaye piyasası kuralları ile düzenleyici otoriteler tarafından denetlenir.
Fon ile Yatırım Aracı Arasındaki Fark
Fon, kendi başına bir yatırım aracı olmaktan ziyade, farklı yatırım araçlarını (hisse senedi, tahvil, emtia vb.) içeren bir “sepet” veya “çatı” görevi görür. Yani, doğrudan bir hisse senedi almak yerine, hisse senedi fonu alarak birçok farklı şirketin hisse senedine dolaylı yoldan yatırım yapmış olursunuz. Bir hisse senedi veya tahvil doğrudan bir yatırım aracı iken, yatırım fonu bu araçların bir kombinasyonunu barındıran ve profesyonelce yönetilen bir portföydür. Bu fark, fonların sunduğu çeşitlendirme, profesyonel yönetim ve risk dağılımı avantajını net bir şekilde ortaya koyar. Ayrıca, fon yönetimi sürecinde yatırımcılarla şeffaf ve düzenli iletişim kurulması; güven, bilgi akışı ve bilinçli yatırım kararları açısından kritik öneme sahiptir.
Yatırım Fonlarının Temel Yapısı
Yatırım fonları, bireysel yatırımcılar için karmaşık görünen piyasalara giriş kapısı olmakla birlikte, belirli bir işleyiş mantığına sahiptirler. Bu yapı, fonların nasıl değer yarattığını anlamak için kritik öneme sahiptir.
Portföy Kavramı ve Fonun İşleyişi
Her yatırım fonunun temelinde bir portföy bulunur. Bu portföy, fonun yatırım yaptığı çeşitli finansal varlıkların bütününü oluşturur. Fonun işleyişi şu şekilde işler: Yatırımcılar fona katıldıklarında, fon katılma payı satın alırlar. Fon yöneticisi, bu toplanan paraları fonun tüzüğünde belirtilen yatırım stratejilerine uygun olarak çeşitli varlıklara yatırır. Örneğin, bir hisse senedi fonu farklı sektörlerden şirket hisselerini içerirken; bir tahvil fonu, devlet veya özel sektör tahvillerine odaklanır. Portföydeki varlıkların piyasa değerindeki değişim, fonun toplam değerini etkiler ve bu durum, katılma paylarının günlük fiyatlarına yansır. Elde edilen getiriler, yatırımcıya yansıtılmadan önce stopaj gibi bazı vergilendirme yükümlülüklerine tabi olabilir. Ayrıca, fon yöneticisinin yatırım kararlarında etik ilkelere bağlı kalması, yatırımcının uzun vadeli güveni açısından büyük önem taşır. Bu nedenle fon yatırımında net getiri hesaplanırken hem vergi hem de yönetişim ilkeleri dikkate alınmalıdır.
Fonun Yönetimi ve Profesyonel Portföy Yöneticileri
Yatırım fonları, genellikle bankaların veya aracı kurumların bünyesindeki "portföy yönetim şirketleri" tarafından yönetilir. Bu şirketlerde çalışan profesyonel portföy yöneticileri, finans piyasaları konusunda derin bilgi ve deneyime sahip uzmanlardır. Onların temel görevi, fonun yatırım stratejisi doğrultusunda en uygun yatırım kararlarını almak, piyasa koşullarını sürekli takip etmek ve fonun performansını optimize etmektir. Bireysel yatırımcılar için piyasaları sürekli izlemek ve karmaşık analizler yapmak zor olabilirken, fonlar aracılığıyla bu uzmanlık ve analiz gücünden faydalanma imkânı doğar. Profesyonel yönetim, fonların sunduğu en önemli avantajlardan biridir.
Fon Türleri Nelerdir?
Yatırım fonları, bünyelerindeki varlıkların türüne, risk profillerine ve yatırım stratejilerine göre farklı kategorilere ayrılır. Her türün kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır.
Hisse Senedi Fonları
Hisse senedi fonları, portföylerinin büyük bir kısmını (genellikle %80'den fazlasını) yerli ve/veya yabancı şirketlerin hisse senetlerine yatıran fonlardır. Yüksek getiri potansiyeli taşımakla birlikte, hisse senedi piyasalarındaki dalgalanmalar nedeniyle yüksek risk sınıfında yer alırlar. Uzun vadeli düşünen ve risk iştahı yüksek yatırımcılar için uygundur. Bu fonlar, tek tek hisse senedi seçme zahmetinden kurtararak, geniş bir hisse senedi sepetine yatırım yapma imkânı sunar.
Tahvil ve Bono Fonları
Tahvil ve bono fonları, portföylerinin önemli bir bölümünü devlet tahvilleri, hazine bonoları ve özel sektör tahvilleri gibi borçlanma araçlarına yatırır. Hisse senedi fonlarına göre daha düşük riskli kabul edilirler çünkü borçlanma araçları genellikle belirli bir getiri garantisi sunar. Özellikle anapara koruması ve düzenli gelir elde etmek isteyen daha muhafazakâr yatırımcılar tarafından tercih edilirler. Faiz oranlarındaki değişimler bu fonların getirilerini etkileyebilir.
Katılım (İslami) Fonlar
Katılım (İslami) fonlar, faizsiz finans prensiplerine uygun olarak çalışan yatırım fonlarıdır. Portföylerini faiz içermeyen enstrümanlara (kira sertifikaları, katılım endeksine uygun hisse senetleri, altın, gümüş gibi kıymetli madenler) yatırırlar. Alkol, tütün, şans oyunları gibi İslami prensiplere uymayan sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin hisse senetleri bu fonlarda bulunmaz. Özellikle faiz hassasiyeti olan yatırımcılar için bir alternatif sunarlar.
Serbest ve Özel Fonlar
Serbest fonlar, diğer fon türlerine göre daha esnek yatırım stratejilerine sahiptir. Fon yöneticisi, piyasa koşullarına göre short pozisyon alma, türev araçlar kullanma gibi daha geniş yetkilere sahiptir. Bu esneklik, potansiyel olarak daha yüksek getiriler sunabilmekle birlikte, genellikle daha yüksek risk de taşır. Özel fonlar ise, genellikle nitelikli yatırımcılara yönelik olarak, belirli bir yatırımcı grubunun ihtiyaçlarına göre tasarlanmış fonlardır. Yüksek giriş eşikleri ve karmaşık yapıları olabilir. Bu fonlar, daha sofistike yatırım stratejileri arayan veya büyük sermayeye sahip yatırımcılar için geliştirilmiştir.
Fonların Risk ve Getiri Profili
Her yatırım aracında olduğu gibi, fonların da belirli bir risk ve getiri profili bulunur. Yatırımcının kendi risk toleransını ve beklentilerini bilmesi, doğru fonu seçebilmek için kritik öneme sahiptir.
Doç. Dr. Haluk Erdemir, Sermaye Piyasaları ve Portföy Yönetimi Uzmanı, Ankara Üniversitesi: “Her yatırım fonunun risk ve getiri profili, içerdiği varlık türlerine ve uygulanan stratejiye bağlı olarak farklılık gösterir. Örneğin, hisse senedi yoğun fonlar yüksek getiri potansiyeli taşırken, aynı oranda dalgalanma riski de barındırır. Oysa kısa vadeli borçlanma araçlarına dayalı bir fon, daha düşük riskli olup, daha istikrarlı ancak sınırlı getiri sunar. Geçtiğimiz yıl, ağırlıklı olarak teknoloji hisselerine yatırım yapan bir hisse senedi fonu %30’un üzerinde getiri sağladı ancak bu fon aynı dönemde %15’e yakın değer kaybı yaşayan günler de yaşadı. Bu durum, fon seçiminde yatırımcının kendi risk algısını ve yatırım süresini dikkate alması gerektiğini açıkça gösteriyor.”
Risk Sınıfları ve Yatırımcı Uyumu
Yatırım fonları, genellikle risk seviyelerine göre sınıflandırılır. Bu sınıflar, "düşük riskli"den "yüksek riskli"ye kadar değişebilir ve genellikle 1'den 7'ye kadar sayılarla ifade edilir (1 en düşük, 7 en yüksek risk). Fon risk profili, fonun portföyündeki varlıkların türüne (örn. hisse senedi fonları daha riskli, tahvil fonları daha az riskli), piyasa dalgalanmalarına olan hassasiyetine ve geçmiş getirilerinin oynaklığına göre belirlenir. Yatırımcıların, kendi risk iştahlarını ve yatırım ufuklarını (kısa, orta, uzun vade) göz önünde bulundurarak, buna uygun risk sınıfında fonlar seçmeleri önemlidir. Unutmayın, yüksek getiri genellikle yüksek riskle doğru orantılıdır.
Getiri Beklentisinin Belirlenmesi
Fon getirisi, fonun yatırım yaptığı varlıkların değer değişimine ve yöneticinin aldığı kararlara bağlıdır. Yatırımcılar, fon seçimi yaparken geçmiş getirileri inceleyebilirler; ancak geçmiş getirilerin gelecekteki getirilerin garantisi olmadığını unutmamak gerekir. Getiri beklentisi belirlenirken, fonun hedeflediği piyasa koşulları, fon yöneticisinin deneyimi ve piyasadaki genel trendler de göz önünde bulundurulmalıdır. Realist bir getiri beklentisi oluşturmak, yatırım sürecinin sağlıklı ilerlemesi için esastır.
Fon Katılma Payı ve Alım-Satım Süreci
Yatırım fonlarına katılmak ve fon paylarını elden çıkarmak belirli süreçleri içerir. Bu süreçler, yatırımcıların fon piyasasında nasıl işlem yapacağını belirler.
Bir yatırım fonuna yatırım yapmak için "fon katılma payı" satın alınır. Bu paylar, fonun toplam değerinin belirli bir birimini temsil eder. Fon katılma paylarının fiyatı, fonun portföyündeki varlıkların günlük değerlemesi sonucunda belirlenir ve genellikle her iş günü sonunda açıklanır. Yatırımcılar, bankaları veya aracı kurumları aracılığıyla fon alım-satım emirleri verebilirler. Alım emirleri genellikle bir sonraki iş gününün fiyatından gerçekleşirken, satış emirleri de benzer şekilde işlem görür. Bu süreç, yatırımcıların likiditeye (parayı nakde çevirme kolaylığı) erişimini sağlar. Mobil bankacılık uygulamaları ve çevrimiçi platformlar sayesinde fon alım-satım işlemleri artık çok daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Fonların Vergilendirilmesi ve Masraflar
Yatırım fonlarından elde edilen getiriler genellikle vergiye tabidir ve fonların yönetimi çeşitli masrafları beraberinde getirir. Bu detaylar, yatırımın net getirisini doğrudan etkiler.
Stopaj Oranları
Yatırım fonlarından elde edilen kazançlar, genellikle stopaj adı verilen bir vergi kesintisine tabidir. Bu kesinti, fonu elden çıkarırken veya belirli dönemlerde fon dağıtım geliri elde edildiğinde otomatik olarak yapılır. Stopaj oranları, fonun türüne (örn. hisse senedi fonları, borçlanma araçları fonları) ve geçerli yasal düzenlemelere göre farklılık gösterebilir. Yatırımcıların, fon seçimi yaparken ve getiri hesaplarken güncel stopaj oranlarını dikkate almaları önemlidir.
Fon Toplam Gider Oranı (TGÖ)
Her yatırım fonunun yönetimi, çeşitli masrafları beraberinde getirir. Bu masrafların tamamı, fonun günlük fiyatına yansıtılan Fon Toplam Gider Oranı (TGÖ) ile ifade edilir. TGÖ; yönetim ücreti, saklama ücreti, denetim ücreti, alım-satım komisyonları gibi giderleri kapsar. Yüksek TGÖ'ye sahip fonlar, uzun vadede yatırımcının net getirisini önemli ölçüde azaltabilir. Bu nedenle, fon seçimi yaparken TGÖ'yü dikkatlice incelemek ve benzer fonlar arasında karşılaştırma yapmak akıllıca olacaktır. Şeffaflık açısından, fonların izahname ve bilgilendirme dokümanlarında bu oranlar açıkça belirtilir.
Fon Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
Doğru yatırım fonunu seçmek, yatırım hedeflerinize ulaşmanız için kritik bir adımdır. Fon seçimi yaparken dikkate almanız gereken birkaç önemli faktör bulunur.
Uzman Deneyimi
Prof. Dr. Sevil Aksoy, Finansal Yatırım ve Davranışsal Ekonomi Uzmanı, İstanbul Üniversitesi: “Fon seçimi yaparken yatırımcının ilk olarak kendi finansal hedeflerini, risk toleransını ve yatırım süresini netleştirmesi gerekir. Her fon, farklı bir stratejiyle yönetilir ve aynı getiri potansiyeline sahip değildir. Örneğin, kısa vadeli birikimiyle bir yıl sonra ev almayı planlayan bir yatırımcı, dalgalanma riski yüksek hisse senedi fonlarına değil, daha istikrarlı getiriler sunan likit veya tahvil fonlarına yönelmelidir. Ayrıca fonun geçmiş performansı kadar, yöneticisinin deneyimi, gider oranları ve portföy şeffaflığı da dikkatle incelenmelidir. Unutulmamalı ki, en yüksek getiriyi vaat eden fon her zaman en doğru tercih değildir.”
Performans ve Karşılaştırma Ölçütleri
Fon seçerken sadece geçmiş getirilere bakmak yeterli değildir. Fon performansını değerlendirirken, fonun kendi kategorisindeki benzer fonlarla karşılaştırılması önemlidir. Ayrıca, fonun belirli bir endeks (örn. BIST 100) veya karşılaştırma ölçütü karşısındaki performansı da incelenmelidir. Uzun vadeli ve istikrarlı bir performans sergileyen fonlar, kısa vadeli yüksek getiriler sunan ancak oynaklığı fazla olan fonlara göre daha güvenilir olabilir. Fonun risk/getiri oranı da değerlendirilmesi gereken bir diğer önemli ölçüttür.
Fon Yöneticisinin Önemi
Bir yatırım fonunun başarısında fon yöneticisinin deneyimi ve stratejileri kilit rol oynar. Fon yöneticisinin piyasa bilgisi, risk yönetimi becerisi ve yatırım felsefesi, fonun gelecekteki performansını doğrudan etkileyebilir. Fon yöneticisinin geçmiş başarıları, portföy yönetim şirketi deneyimi ve uzmanlık alanı gibi faktörler, fon seçimi yaparken göz önünde bulundurulmalıdır. Güvenilir ve deneyimli bir yönetici ekibine sahip fonlar, genellikle daha istikrarlı bir performans sunma potansiyeline sahiptir.
Fonlar ile Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) Arasındaki İlişki
Yatırım fonları, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) içinde önemli bir yer tutar. BES katılımcıları için sunulan emeklilik fonları, sistemin temel yatırım bileşenleridir.
BES'e dahil olan bireylerin birikimleri, emeklilik fonlarında değerlendirilir. Bu fonlar da tıpkı diğer yatırım fonları gibi, farklı risk ve getiri profillerine sahip olabilirler (örn. değişken fonlar, hisse senedi fonları, altın fonları). BES katılımcıları, kendi risk toleranslarına ve emeklilik hedeflerine uygun olarak fon dağılımını belirleyebilir ve yılda belirli sayıda fon değişikliği yapabilirler. Devlet katkısının yanı sıra, bu fonların getirileri de BES birikimlerinin büyümesinde önemli rol oynar. Doğru fon dağılımı seçimi, BES katılımcılarının emeklilik döneminde daha yüksek birikimlere ulaşmalarına yardımcı olabilir.
Türkiye’de Fon Piyasasının Gelişimi
Türkiye'de yatırım fonu piyasası, son yıllarda önemli bir büyüme ve çeşitlenme kaydetmiştir. Bu gelişim, bireysel yatırımcılar için daha fazla seçenek sunmaktadır.
İlk Yatırım Fonları ve Güncel Durum
Türkiye'de ilk yatırım fonları, 1980'li yılların sonlarında, sermaye piyasalarının liberalleşmesiyle birlikte kurulmaya başlandı. Başlangıçta sayıları az ve çeşitlilikleri sınırlı olsa da, zamanla piyasa olgunlaştı ve yatırım fonları bireysel yatırımcılar için popüler bir araç haline geldi. Günümüzde, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından denetlenen yüzlerce farklı yatırım fonu bulunmaktadır. Fon piyasasının güncel büyüklüğü milyarlarca lirayı aşarken, fon sayısı ve sunulan yatırım stratejileri de sürekli artmaktadır. Bu büyüme, Türk yatırımcılarının fonlara olan ilgisini ve piyasanın derinleşmesini göstermektedir.
🎯 Dr. Levent Baran, Sermaye Piyasası Uzmanı, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi: “Türkiye’de yatırım fonu piyasası, 1987 yılında ilk A ve B tipi fonların kurulmasıyla şekillenmeye başladı. Başlangıçta sınırlı sayıda banka ve aracı kurum tarafından sunulan fonlar, 2000’li yıllarla birlikte hem sayıca hem nitelik olarak çeşitlenmeye başladı. Özellikle 2013'te yürürlüğe giren Sermaye Piyasası Kanunu ile birlikte, fon türleri yeniden sınıflandırıldı ve şeffaflık, performans izleme gibi inovatif kriterler geliştirildi. Bugün baktığımızda, sürdürülebilirlik temalı fonlardan teknoloji odaklı fonlara kadar geniş bir yelpazeye sahibiz. Örneğin, 2020 sonrasında BES fonlarındaki dijitalleşme ve mobil yatırım platformlarının yaygınlaşması, genç yatırımcıların sisteme katılımını ciddi oranda artırdı. Bu gelişim, fon piyasasının yalnızca kurumsal yatırımcılar için değil, bireysel yatırımcılar için de erişilebilir hale geldiğini gösteriyor.”
Fonların Avantajları ve Dezavantajları
Yatırım fonları, bireysel yatırımcılar için çeşitli fırsatlar sunarken, dikkate alınması gereken bazı sınırlılıkları da beraberinde getirir.
Likidite, Çeşitlendirme ve Şeffaflık Avantajları
Fonların en önemli avantajlarından biri çeşitlendirmedir. Tek bir hisse senedine veya varlığa yatırım yapmak yerine, bir fon aracılığıyla birçok farklı varlığa dağıtılmış bir portföye sahip olursunuz. Bu durum, riski tek bir varlıkta yoğunlaştırma riskini azaltır. Ayrıca, fonlar genellikle yüksek likiditeye sahiptir; yani katılma paylarınızı istediğiniz zaman kolayca nakde çevirebilirsiniz. Profesyonel yönetim altında olmaları, yatırımcıya piyasa takibi ve analiz yükünü ortadan kaldırır. Fonların düzenli olarak bilgilendirme raporları yayımlaması ve portföy içeriklerinin açıklanması da şeffaflık sağlar.
Masraflar, Kontrol ve Anlaşılabilirlik Sorunları
Fonların bazı dezavantajları da bulunur. Yönetim ücretleri ve TGÖ gibi masraflar, özellikle uzun vadede yatırımın net getirisini azaltabilir. Bireysel hisse senedi yatırımına göre, fonlarda yatırımcılar portföydeki varlıkların seçimi üzerinde doğrudan kontrol sahibi değildirler; tüm kararlar fon yöneticisi tarafından alınır. Bazı karmaşık fon türleri veya türev araçlar kullanan fonlar, yeni başlayan yatırımcılar için anlaşılabilirlik sorunu yaratabilir. Ayrıca, piyasa dalgalanmalarına karşı tamamen korumasız değillerdir; fonun değerinde düşüşler yaşanabilir.
Fonlara Alternatif Yatırım Araçları
Yatırım fonları, birçok avantaj sunsa da, yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmek veya farklı yatırım stratejileri izlemek için değerlendirebilecekleri başka alternatifler de mevcuttur.
Bireysel Hisse Yatırımı
Bireysel hisse yatırımı, yatırımcının doğrudan şirket hisse senetlerini alıp satması anlamına gelir. Bu yöntem, doğru hisse senetleri seçildiğinde yüksek getiri potansiyeli sunabilir ve yatırımcıya portföy üzerinde tam kontrol sağlar. Ancak, piyasa takibi, şirket analizi ve risk yönetimi konusunda daha fazla bilgi ve zaman gerektirir. Tek bir şirketin hisse senedine yatırım yapmak, fonlara göre daha yüksek risk taşıyabilir.
Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler ve Diğer Alternatifler
Varlığa dayalı menkul kıymetler (VDMK'lar), genellikle gayrimenkul veya alacaklar gibi belirli varlık gruplarına dayalı olarak ihraç edilen ve getirisi bu varlıkların performansına bağlı olan yatırım araçlarıdır. Bu araçlar, genellikle daha büyük ölçekli ve kurumsal yatırımcılar tarafından tercih edilse de, bazı yatırım fonları da bu tür varlıklara yatırım yapabilir. Ayrıca, döviz, emtia (altın, gümüş gibi kıymetli madenler), kripto paralar ve doğrudan gayrimenkul gibi diğer yatırım araçları da fonlara alternatif olarak değerlendirilebilir. Her alternatifin kendine özgü risk ve getiri profili bulunmaktadır.
Fon Kavramına Kapsayıcı Bir Bakış
Fon nedir? sorusunun cevabı, bireysel yatırımcının finansal piyasalardaki karmaşıklıkla başa çıkmasına yardımcı olan, profesyonel yönetim ve çeşitlendirme imkanı sunan bir köprüdür. Bu makale içeriğinde, yatırım fonu kavramının temelini, farklı yatırım fonu türlerini, risk ve getiri potansiyellerini detaylandırdık. Fon alım-satım süreçlerinden vergilendirmeye, fon masraf oranından fon getirisi beklentisine kadar birçok önemli noktayı ele aldık.
Fonlar, özellikle zamanı veya uzmanlığı olmayan yatırımcılar için piyasalara girişin kolay ve etkili bir yolunu sunar. Ancak, her yatırımda olduğu gibi, fonların da riskleri ve masrafları bulunur. Bu nedenle, yatırım yapmadan önce kendi fon risk profilinizi belirlemek, fonun hedeflerini, geçmiş performansını ve fon yöneticisinin deneyimini dikkatlice incelemek kritik öneme sahiptir. Türkiye'de fon piyasasının büyüklüğü ve çeşitliliği, yatırımcılara geniş bir yelpazede seçenek sunmaktadır. Bilinçli seçimler yaparak, fonlar aracılığıyla finansal hedeflerinize ulaşma yolunda önemli adımlar atabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Yatırım fonu nedir? Yatırım fonu, birçok yatırımcının birikimlerini bir araya getirerek, profesyonel portföy yöneticileri tarafından hisse senedi, tahvil, emtia gibi çeşitli finansal varlıklara yatırım yapılan ortak bir portföydür.
2. Yatırım fonları nasıl çalışır? Yatırımcılar fona katıldıklarında fon katılma payı satın alırlar. Fon yöneticisi, toplanan paraları fonun tüzüğüne uygun olarak yatırım yapar. Portföydeki varlıkların değer değişimi, fonun ve dolayısıyla katılma paylarının günlük fiyatına yansır.
3. Yatırım fonu alım satımı nasıl yapılır? Fon katılma payları, genellikle bankaların ve aracı kurumların şubelerinden veya online platformları üzerinden alınıp satılabilir. Alım ve satım emirleri, genellikle bir sonraki iş gününün fon fiyatından gerçekleşir.
4. Fon Toplam Gider Oranı (TGÖ) nedir ve neden önemli? TGÖ, fonun yönetimi için yapılan tüm masrafların (yönetim ücreti, saklama ücreti vb.) yıllık olarak ifade edildiği orandır. Bu oran, yatırımcının fon üzerinden elde edeceği net getiriyi doğrudan etkilediği için fon seçimi yaparken dikkatlice incelenmelidir.
5. Hangi fon türü benim için uygun? Uygun fon türü, kişisel risk toleransınıza, yatırım ufkunuz (kısa, orta, uzun vade) ve finansal hedeflerinize göre değişir. Yüksek risk iştahı olanlar hisse senedi fonlarını, daha düşük risk isteyenler tahvil/bono fonlarını veya katılım fonlarını değerlendirebilir. Bir finans uzmanından danışmanlık almak faydalı olacaktır.
Kaynakça
- Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) - Yatırım Fonları
- Fon - Mahfi Eğilmez - Remzi Kitabevi, 2023
- Bursa Uludağ Üniversitesi - Yayın: Türkiye'de Sermaye Piyasasının Tarihsel Gelişimi (Edizdoğan, N. (1982). “Türkiye'de sermaye piyasasının tarihsel gelişimi”. Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Fakültesi Dergisi, 1(1), 37-51.)