Tüzel kişi, insan olmayan ama hukuken kişi gibi kabul edilen, kendi hak ve yükümlülükleri olan kurum ve yapıları tanımlayan bir kavramdır. Gerçek kişiler yani bireyler gibi doğmazlar, ancak hukuki olarak kurulur ve tüzel kişilik kazandıkları andan itibaren mal alabilir, borçlanabilir, sözleşme yapabilir, dava açabilir ya da davalı olabilirler.
Şirketler, dernekler, vakıflar, belediyeler, sendikalar ve bazı devlet kurumları tüzel kişi örnekleridir. Her tüzel kişinin amacı, yapısı ve faaliyeti farklı olabilir ancak hepsi hukuki anlamda bağımsız bir kimliğe sahiptir.
Tüzel kişilik, kurumsallaşmanın temelidir. Bir yapı, tüzel kişilik kazandığında artık onu kuran kişilerden bağımsız hale gelir. Böylece işlemler kişilerin değil kurumun adına yapılır. Örneğin bir anonim şirketin sahibi olan kişi, şirketin borçlarından kişisel olarak sorumlu değildir. Tüzel kişilik kavramı tam da bu ayrımı sağlar.
Tüzel kişiler, hukukun tanıdığı bağımsız varlıklardır. Her biri bir “hukuk süjesi” yani hukuki birer öznedir. Bu sayede ticaret yapabilir, çalışan istihdam edebilir, dava açabilir ya da cezai sorumluluk doğurabilir.
Örneğin bir üniversite öğrencisine karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen özel üniversite, tüzel kişiliği üzerinden dava edilebilir. Bu dava rektöre değil, üniversite kurumuna yöneliktir.
Bir dernek, kurucularının kişisel borçları nedeniyle zarar görmez. Benzer şekilde bir şirket, sahibinin iflası durumunda faaliyetlerine devam edebilir. Çünkü tüzel kişi olarak bağımsızdır. Bu da hem kurumu hem yatırımcıları koruyan bir çerçeve oluşturur.
Türkiye’de tüzel kişiler genel olarak iki ana başlıkta incelenir: özel hukuk tüzel kişileri ve kamu hukuku tüzel kişileri. Bunların her biri farklı alanlarda faaliyet gösterir ve farklı hukuki rejimlere tabidir.
Bu tüzel kişiler özel kişiler tarafından kurulur. Genelde ekonomik ya da sosyal bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulan yapılardır. Kurucuları ister gerçek kişiler ister başka tüzel kişiler olabilir. Özel hukuk tüzel kişileri şu şekilde sıralanabilir:
Şirketler: Ticaret amacıyla kurulan tüzel kişilerdir. Anonim, limited, kollektif, komandit gibi farklı türleri vardır. Her biri Türk Ticaret Kanunu’na tabidir.
Dernekler: Kar amacı gütmeden toplumsal, kültürel, sportif veya siyasi faaliyetler yürüten yapılardır. Dernekler Kanunu’na göre kurulur ve işler.
Vakıflar: Bir veya birden fazla kişi tarafından belirli bir malvarlığının, belirli bir amaca tahsis edilmesiyle kurulan yapılardır. Amaçları genellikle sosyal hizmetler, eğitim, kültür gibi alanlardadır.
Kooperatifler: Ortak ekonomik çıkarları korumak amacıyla kurulan, üyelerin ortak katkı ve işbirliğiyle işleyen yapılardır. Genellikle tarım, konut veya tüketim alanlarında faaliyet gösterirler.
Bu kişiler kamu hizmeti görmek amacıyla devlet ya da kamu otoriteleri tarafından kurulur. Anayasa ve ilgili kanunlarla belirlenmiş yetki ve sorumluluklara sahiptirler.
Belediyeler: Yerel yönetim görevlerini üstlenen kamu tüzel kişilikleridir. Kendi bütçeleri, meclisleri ve karar organları vardır.
Üniversiteler: Kamuya açık eğitim-öğretim hizmeti veren yapılardır. Özerk yapıya sahiptirler ve kamu tüzel kişiliği taşırlar.
Devlet kurumları: Bakanlıklar, valilikler, kaymakamlıklar gibi doğrudan merkezi hükümete bağlı yapılardır. Hukuken tüzel kişilikleri vardır ve devleti temsilen işlem yaparlar.
Her tüzel kişi, kanunla belirlenen usullere göre kurulur ve tüzel kişilik kazanır. Bu süreç, ilgili kurum ya da yapının türüne göre değişiklik gösterir.
Bir anonim veya limited şirket, ticaret siciline tescil edildiği anda tüzel kişilik kazanır. Tescil işlemi tamamlanmadan şirketin resmi bir kimliği yoktur. Şirket ana sözleşmesi hazırlanır, noter onayından geçer, sermaye şartı yerine getirilir ve başvuru yapılır. Tescil edildikten sonra şirket, kendi adına işlem yapabilecek hale gelir.
Dernekler, dernekler müdürlüğüne kuruluş bildirimi ve gerekli belgeler sunularak kurulur. Kuruluş tescili yapılır yapılmaz tüzel kişilik kazanırlar. Vakıflar ise mahkeme kararıyla kurulur. Vakıf senedi hazırlanır, tescil için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvurulur. Onay alındıktan sonra tüzel kişilik tamamlanmış olur.
Belediye, üniversite gibi kamu kurumları ise doğrudan yasa ile kurulur. Meclisten geçen bir kanunla ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle tüzel kişilik kazanırlar. Bunlar için başvuru, tescil ya da noter onayı gerekmez.
Tüzel kişiliğin sona ermesi, onun faaliyetlerinin resmen son bulması anlamına gelir. Bu genellikle tasfiye, birleşme ya da iflas gibi nedenlerle olur.
Bir şirket, genel kurul kararıyla tasfiye sürecine girebilir. Tasfiye memurları atanır, borçlar ödenir, alacaklar tahsil edilir ve kalan malvarlığı ortaklara dağıtılır. Ardından ticaret sicilinden silinir. İflas durumunda da benzer süreç geçerlidir.
Dernekler, üyelerinin çoğunluk kararıyla feshedilebilir. Ayrıca tüzüğünde belirtilen amaç gerçekleşmediğinde ya da faaliyet yasa dışı hâle geldiğinde de kapatılabilir. Vakıflarda ise kuruluş amacı imkânsız hale gelirse ya da vakıf malvarlığı tükenirse sona erdirme işlemi yapılır.
Kamu tüzel kişilikleri, onları kuran yasa ya da kararname ile kaldırılabilir. Örneğin bir belediye kapatılabilir veya başka bir yapıya devredilebilir. Bu tür kararlar yalnızca yasal düzenlemeyle alınabilir.
Tüzel kişiler, gerçek kişiler gibi birçok hakka sahip olabilir. Aynı zamanda bazı sorumlulukları da vardır.
Tüzel kişilik kavramı gündelik hayatımızda sürekli karşımıza çıkar. Alışveriş yaptığımız marketin, internetten sipariş verdiğimiz sitenin, çocuğumuzu gönderdiğimiz okulun, çalıştığımız fabrikanın ya da yaşadığımız şehrin belediyesinin hepsi birer tüzel kişidir. Bu kurumların her biri, bizimle yaptığı tüm sözleşmeleri ve işlemleri kendi adına yürütür.
Örneğin bir özel hastaneye gittiğimizde karşımıza çıkan fatura, hastane tüzel kişiliği adına kesilir. Hatanın telafisi gerektiğinde dava açılacaksa, doktor ya da hemşireye değil; hastane tüzel kişiliğine yöneltilir.
Tüzel kişiyle yapılan sözleşmeler geçerli midir?
Evet. Tüzel kişi adına yetkili kişi imza atarsa, yapılan sözleşme tamamen geçerlidir.
Bir kişi hem gerçek hem tüzel kişi olabilir mi?
Hayır. Kişi sadece gerçek kişi olabilir. Ama bir kişi, birden fazla tüzel kişiliğin kurucusu ya da temsilcisi olabilir.
Tüzel kişiye karşı dava açabilir miyim?
Evet. Tüzel kişilere karşı tıpkı bireylere olduğu gibi dava açılabilir. Mahkemede kurum temsilcisi yer alır.
Tüzel kişiler vergi öder mi?
Evet. Şirketler ve birçok kamu tüzel kişisi, kurumlar vergisi, KDV, damga vergisi gibi çeşitli vergi yükümlülüklerine sahiptir.
Tüzel kişi kavramı, modern hukuk sisteminin temel taşlarından biridir. İnsan olmayan ama hukuken kişi sayılan bu yapılar sayesinde şirketler, dernekler, vakıflar ve kamu kurumları bağımsız hareket edebilir. Tüzel kişilik, işlem kolaylığı sağlar, kişisel sorumluluğu azaltır, kurumsallığı destekler.
Günlük hayatta neredeyse her alanda karşımıza çıkan tüzel kişiler, hem özel sektörde hem kamuda düzenli, hesap verebilir ve yasal yapılar inşa edilmesini sağlar. Onlar olmadan modern ekonomi ve kamu düzeni sürdürülemez hale gelir.
İlgili diğer içerikler
Apostil Nedir? Belge Onayının Uluslararası Geçerliliği Nedir
Apostil, bir belgenin yurt dışında da geçerli olabilmesi için yapılan resmi onay işlemidir. Bu işlem, 5 Ekim 1961 tarihinde Lahey Konferansı tarafından hazırlanan "Yabancı Resmî Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi" (kısaca Lahey Apostil Konvansiyonu) çerçevesinde yürütülmektedir. Apostil, ilgili ülkenin yetkili kurumu tarafından verilen ve belgenin gerçekliğini, imzanın doğruluğunu ve mührün geçerliliğini onaylayan bir tasdik şerhidir. Bu sayede belge, başka bir ülkenin resmî makamları tarafından da geçerli kabul edilir.
İstanbul Sözleşmesi Nedir? Kadına Şiddetle Mücadele
İstanbul Sözleşmesi, resmi adıyla "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi", 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılmış uluslararası bir insan hakları sözleşmesidir. Sözleşme, kadınlara yönelik her türlü şiddeti önlemeyi, mağdurları korumayı ve failleri cezalandırmayı amaçlar. Aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve aile içi şiddetin tüm biçimlerinin engellenmesi konusunda devletlere hukuki ve kurumsal yükümlülükler getirir.
İstinaf Nedir? Hangi Kararlar İstinafa Gider, Süreç Nasıl?
İstinaf, bir mahkeme kararının yeniden incelenmesini talep etme hakkıdır. Daha açık bir ifadeyle, bir mahkemenin verdiği kararın hem hukuka hem de usule uygun olup olmadığını üst derecedeki başka bir mahkemeye taşıma işlemidir. İstinaf yoluna başvurmak, verilen kararın kesinleşmesini engelleyerek bir üst yargı organında tekrar değerlendirilmesini sağlar. Bu, hem taraflara daha adil bir yargılama şansı tanır hem de yargılamadaki hataların düzeltilmesine imkân verir.
İstismar Ne Demek? Türleri, Etkileri ve Toplumsal Yansımalar
İstismar kelimesi, en genel anlamıyla bir kişinin, kurumun ya da durumun kötüye kullanılması, suistimal edilmesi anlamına gelir. Bu suistimal fiziksel, duygusal, ekonomik ya da cinsel olabilir. İstismar, bireylerin haklarını, güvenliğini ve kişilik bütünlüğünü ihlal eden davranışların genel adıdır. Kavram olarak oldukça geniş bir kapsama sahiptir ve yalnızca bireyler arası ilişkilerde değil, kurumsal, toplumsal ve hatta siyasal düzeyde de karşımıza çıkar.
Mükellef Nedir? Kimler Mükellef Sayılır ve Sorumlulukları
Mükellef, vergi hukukunda ya da genel yükümlülük ilişkilerinde, belirli bir görevi veya sorumluluğu yerine getirmekle yükümlü olan kişiyi tanımlayan bir kavramdır. En yaygın kullanım alanı, vergi sisteminde yer alır. Bir kişi ya da kurum, belirli bir vergi türüyle ilişkilendirildiğinde ve bu vergiyi ödeme yükümlülüğü altına girdiğinde mükellef olarak adlandırılır. Ancak bu kelime sadece vergi ile sınırlı değildir; hukuki veya ahlaki anlamda yükümlülüğü olan kişi için de kullanılabilir.
Müşteki Ne Demek? Şikayetçi Kime Denir? Hukuki Anlamı
Müşteki kelimesi, günlük hayatta çok sık karşılaşılmasa da özellikle adli işlemlerde, mahkeme tutanaklarında veya savcılık dilekçelerinde oldukça önemli bir anlam taşır. Bu terim, sadece hukuki bir rolü tanımlamakla kalmaz, aynı zamanda bireylerin hak arama sürecindeki konumunu da belirler. Peki müşteki ne demek? Ne zaman müşteki olunur? Müşteki olmanın hukuki sonuçları nelerdir?
Muvafakatname Nedir? Nerelerde Kullanılır, Nasıl Hazırlanır?
Muvafakatname, bir kişinin, başka bir kişi ya da kurum tarafından kendisiyle ilgili bir işlemin gerçekleştirilmesine açık rızasını yazılı olarak beyan ettiği resmi belgedir. Bu belge, kişi hak ve özgürlüklerinin korunması açısından büyük önem taşır. Hukuken geçerli bir muvafakatname, taraflar arasında hak doğurucu ya da sınırlayıcı etkiler oluşturabilir. Genel anlamda muvafakatname, bir işlem yapılmadan önce ilgili kişinin iznini belgelemek için düzenlenir. Özellikle velayet, tapu işlemleri, seyahat izinleri, sağlık uygulamaları, eğitim ve iş hayatında sıkça karşılaşılan belgelerden biridir.
Vasi Ne Demek? Kimler Vasi Olabilir ve Ne Zaman Atanır?
Vasi, Arapça kökenli bir kelimedir ve Türkçeye “koruyucu, gözetici, yönetici” anlamlarıyla geçmiştir. Hukuki anlamda vasi, fiil ehliyeti kısıtlanmış ya da tamamen kaldırılmış kişilerin, yani küçüklerin, zihinsel engellilerin veya bazı özel durumdaki kişilerin haklarını ve menfaatlerini korumak amacıyla mahkeme kararıyla atanan kişidir. Bu kişiler adına malvarlığı yönetimi, sözleşme yapma, dava açma gibi yetkileri üstlenir.
Popüler içerikler
Aleyhine Ne Demektir? Anlamı, Kullanımı ve Örnekleri
“Aleyhine” kelimesi, Türkçede genellikle bir kişinin, kurumun veya görüşün zararına, karşısına veya çıkarlarına ters olacak şekilde gelişen durumları ifade etmek için kullanılır. Bu kelime bir zıtlık, karşıtlık ya da olumsuz sonuç bildirir. Anlam bakımından "aleyhinde" kelimesiyle eşanlamlıdır ve özellikle hukuki, toplumsal ve gündelik dilde yaygın bir şekilde yer bulur.
Bürokrasi Nedir? Tanımı, Örnekleri, Sorunları ve Geleceği
Bürokrasi, kelime anlamı olarak "büro" (ofis) ve "krasi" (yönetim) sözcüklerinin birleşiminden oluşur ve en genel anlamıyla bir devletin veya büyük bir organizasyonun idari yapısını ifade eder. Bu yapı, işlerin belirli kurallar, hiyerarşik düzenlemeler ve yazılı belgeler aracılığıyla yürütülmesini sağlar. Bürokrasi, kamu kurumları başta olmak üzere, büyük ölçekli özel şirketlerden üniversitelere kadar geniş bir alanda karşımıza çıkar. Amaç; düzen, verimlilik, eşitlik ve hesap verebilirlik sağlamak olsa da, aşırıya kaçtığında hantallık, kırtasiyecilik ve halkla arasına mesafe koyma gibi sorunlara da yol açabilir.
Deport Nedir? (Sınır Dışı Edilme) Nasıl Kaldırılır?
çıkarılması anlamında kullanılır. Bu terim, uluslararası hukuk ve göçmenlik işlemleri bağlamında sıklıkla karşılaşılan bir kavramdır. Deportasyon, bir devletin, yasalarına aykırı hareket eden bir yabancıya karşı uyguladığı bir işlem olup, bazen ciddi suçlarla bağlantılıdır, bazen de geçici bir hata ya da düzenlemelere uymamaktan kaynaklanabilir.
Hukuk ve Ceza Mahkemelerinde Gerekçeli Karar Nedir?
Hukuk ve ceza mahkemelerinde verilen kararlar yalnızca sonucu açıklamakla kalmaz, aynı zamanda bu kararların arkasındaki mantıklı gerekçeleri de içerir. Bu nedenle gerekçeli kararlar, mahkeme sürecinin önemli bir parçasıdır. Gerekçeli karar, bir yargıcın verdiği kararın nedenlerini, hangi delillerin nasıl değerlendirildiğini ve hangi hukuki esaslara dayanarak hükme varıldığını belirten bir belgedir. Yargıçların verdikleri kararların gerekçesinin yazılı olarak açıklanması, hukuki şeffaflık sağlar ve mahkemeye olan güveni artırır.